SEKTÖREL KURUMLAR ARASINDAKİ İLETİŞİM ARTIRILMALIDIR
Kuyumculuk ve mücevherat sektörünün deneyimli ismi, Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Atayık kuyumculuk ve mücevherat sektörü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Gerek ihraç pazarları gerekse iç piyasa ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Atayık önemli noktaların altını çizdi.
2017 yılının ilk yarısını geride bırakmaya yaklaştığımız bugünlerde sektörümüzün ihracat performansı ile ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir?
Sektör ihracatı geçtiğimiz eylül ayından bu yana istikrarlı bir şekilde artmaya devam ediyor. Yıın ilk 5 aylık döneminde 1,4 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmış durumdayız. Bu yılı 3 milyar doların üzerinde bir ihracatla kapatacağımızı düşünüyorum. En büyük pazarımız olan Orta Doğu’da yaşanan bunca olumsuzluğa rağmen sektörün ortaya koyduğu ihracat performansını başarılı buluyorum. Geçtiğimiz Temmuz ayında yaşanan darbe girişimine rağmen ekonomimiz zarar görmedi. Hükümetimiz son derece isabetli kararlarla bu süreci başarılı bir şekilde yürüttü. Bunların da etkisi ile ihracatta toparlanma hızla gerçekleşti. Yurtdışındaki müşterilerimizin de ülkemize olan zaten sarsılmamıştı. İhracatta toparlanma hızla başladı ve dediğim gibi Eylül ayından itibaren ihracat performansımız istikrarlı bir şekilde artmaya devam ediyor.
Önümüzdeki döneme ilişkin öngörülerinizi paylaşabilir misiniz?
Yakın coğrafyamızda yaşanan istikrarsızlık sebebiyle ihracatçılarımız, İhracatçılar Birliği olarak bizim de yönlendirmemizle pazar farklılaştırma stratejisi çerçevesinde alternatif pazarlara da yöneldiler. Örneğin ABD pazarında performansımız yükselmeye devam ediyor. Kısa vadede Orta Doğu pazarında siyasi istikrarsızlığın ortadan kalkacağını öngörmüyoruz. Aksine Katar, BAE, Bahreyn, Kuveyt ve Suudi Arabistan pazarlarında gerilimin artabileceğini söyleyebiliriz. Bu yüzden önümüzdeki dönemde ihraç pazarları anlamında yumurtaları farklı sepetlere koymakta fayda görüyorum.
İhraç pazarlarını bir yana bıraktığımızda Türkiye başlı başına önemli bir pazar niteliğinde. İç pazara baktığınızda nasıl bir tablo ile karşılaşıyoruz?
Türkiye çok büyük bir pazar. 4000’e yakın üretici ve 30 binin üzerinde perakende mağazanın faaliyet gösterdiği, yaklaşık olarak 350 bin kişiye istihdam sağlayan bir sektörüz. Bu anlamda oldukça büyük bir pazardan söz ettiğimizi söyleyebilirim. Ancak ne yazık ki iç pazarda çözülmeyi bekleyen çok sayıda sorunumuz var. Sektör kurumları birlikte hareket edemediği bu sorunların çözümü noktasında sonuç alınamıyor. Binlerce sektör mensubu bu sorunların çözülmesini bekliyor.
Sizce firmalarımızın yaşadığı sorunlar nelerdir?
Örneğin 30 bini aşkın perakende mağazanın yaşadığı haksız fiyat rekabeti sorunu halen çözülebilmiş değil. Bu konuda Rekabet Kurulu ile ortak bir noktada buluşulamadı. Haksız fiyat rekabeti sebebiyle binlerce perakende kuyumcu zarar görüyor. Ziynet ve bilezik esnafımızın en önemli ürün kategorileridir. Ancak bu haksız fiyat rekabeti sorunu çözülemediği için pek çok bölgede çok düşük kar marjlarıyla bilezik ve sarrafiye satılıyor. Hatta bazen zararına çeyrek satıldığını dahi duyuyoruz. Bu duruma odalarımız iyi niyetle müdahele ettiklerinde ise Rekabet Kurumu ile karşı karşıya kalıyorlar.
Peki bu noktada ne yapılması gerekiyor?
Rekabet Kurumu yasal olarak haklı. Odaların altın fiyatlarını belirleme şansı ne yazık ki yok. Ancak BIST bünyesindeki Kıymetli Madenler Borsası bu fiyatı belirleyebilir. BIST ile işbirliği ile hareket edilerek bu konuda kesin çözüm alıcı bir çalışmanın ortaya konulması gerekiyor. Biz benzer konudaki teknik çalışmayı ilgilerle paylaştık. Haksız fiyat rekabeti çözülemeyecek bir sorun değil. Yeter ki konuya farklı açılardan yaklaşabilelim. Artık perakendecilerin ayağındaki haksız fiyat rekabeti prangası kaldırılmalıdır.
Esnafımızın yaşadığı diğer bir sorun da kredi kartına taksit sınırlaması.Evet. Kuyumcu mağazalarındaki taksit sayısı maksimum 4 taksit ile sınırlandırıldı. Bu hükümetimizin daraltıcı ekonomi politikaları sonucu alınmış bir karar. Ancak altının sadece bir lüks tüketim aracı olmadığı, altının Türk halkının en önemli tasarruf aracı olduğu hükümetimize doğru bir şekilde anlatılamadı. Türk halkı kredi kartı ile taksit taksit altın alarak tasarruf yapıyor. Bu lüks tüketim değil. Taksit sınırlaması perakende mağaza cirolarında çok ciddi bir gerilemeye sebep olmuştur.
Sektör sorunları ne yazık ki oldukça fazla. Ancak bu sorunların çözümü noktasında yol alınamamasını neye bağlıyorsunuz?
Sektörel kurumlar arasındaki iletişimin yeterli düzeyde olmadığını düşünüyorum. Halbuki hepimiz birlikte hareket edebilirsek çözemeyeceğimiz sorun olmadığını düşünüyorum. Mücevher İhracatçıları Birliği, TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi, kuyumcu odaları, Kuyumcukent, İSO Sanayi Meclisi, İTO Meclis Komitesi gibi sektörel kurumlar arasındaki işbirliğinin mutlaka arttırılması gerekiyor. Bu kurumlar birbirinin rakibi değil birbirinin tamamlayıcısı olarak görülmelidir. Sektörel kurumlar arasındaki iletişim mutlaka geliştirilmelidir.