top of page

Arama Sonuçları

"" için 967 öge bulundu

  • Diavik'in Tükenmesi Rio Tinto'nun Üretimini Düşürdü

    Rio Tinto'nun Kanada'daki Diavik yatağındaki elmas üretimi, madenin bazı bölümlerinin ömrünü tamamlaması nedeniyle ikinci çeyrekte yıllık yüzde 16 düşüş gösterdi. Dünyanın önde gelen uluslararası madencilik şirketlerinden Rio Tinto, konuyla ilgi Salı günü açıklamalarda bulundu. 30 Haziran'da sona eren üç aylık dönemde, madenden 970.000 karat üretim yaptıklarını açıklayan şirket, bu dönemde yeraltı borularından birinde ve açık ocak madeninin bir bölümünde kıymetli madenin tükendiğini belirtti. Dönem sonunda açıklanan rakam, Rio Tinto'nun ilk çeyrekte elde ettiği 954.000 karattan yüzde 2 daha yüksek. İlk yarıdaki üretim, 873.000 ton cevherin işlenmesiyle yıllık yüzde 10 düşüşle 1,9 milyon karata geriledi. Bu oran, 2022'nin ilk altı ayındaki 1 milyon ton ile kıyaslanan rakamları ifade ediyor. Diavik, şu anda Rio Tinto'nun tek elmas varlığı. 2025 yılında tamamlanması gereken madenin başlangıcı, 2026'ya uzatıldı ve 40 milyon dolar yatırım şirket tarafından yapıldı. Şirket, 2022'deki 4,7 milyon karata kıyasla, Diavik'te tüm yıl için 3 milyon ila 3,8 milyon karat toplam üretim bekliyor.

  • Pırlanta Gibi Denizler İçin

    Türkiye’nin önde gelen pırlanta markası Zen Pırlanta, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA’nın “Mavi Kıyılar” projesi kapsamında, Marmaris Hisarönü Körfezi’nde hizmet veren TURMEPA D-Marin adlı atık toplama teknesinin sponsorluğunu üstlendi. Doğamızın korunması amacıyla sürdürülebilir projeler oluşturulmasına her zaman destek veren Zen Pırlanta, on yılı aşkın süredir DenizTemiz Derneği/ TURMEPA’nın sponsorları arasında yer alıyor. 2023 yaz sezonunda, ziyaretçi teknelerin denizlerimize bıraktıkları sıvı atıkları toplamak amacıyla Hisarönü Körfezi’nde çalışacak TURMEPA DENİZ TEMİZ 3 teknesinin sponsorluğunu üstlendi. Özellikle yaz aylarında muhteşem sahillerimiz yerli-yabancı binlerce tekne tarafından ziyaret ediliyor. Ancak ne yazık ki teknelerin çok büyük çoğunluğu gerekli kurallara uymuyor ve sıvı atıklarını denizlerimize boşaltıyor. Zen Pırlanta, TURMEPA ile yaptığı iş birliği çerçevesinde Hisarönü Körfezi’ni “pırlanta gibi” yapmak üzere yola çıktı. Zen Pırlanta’nın 5. Kez sponsorluğunu üstlendiği TURMEPA DENİZ TEMİZ 3 teknesi, TURMEPA’nın “Mavi Kıyılar” projesi kapsamında Marmaris’e bağlı Hisarönü Körfezi’nde 17 koyda hizmet veriyor. ralarında Bencik Koyu, Tavşanbükü, Tavşan Adası, Karasüleyman Bükü, İnbükü, Çubucak, Kale Adası, Orhaniye Koyu, Kargı Adası, Selimiye Koyu, Kameriye Adası’nın bulunduğu 17 koyda yat ve turistik teknelerden sıvı atık topluyor. TURMEPA atık toplama tekneleri bugüne kadar 36 milyon litre sıvı atığın ve 2 milyon 700 bin kilogram katı atığın denizlere karışması önlemiştir. Zen Pırlanta’nın sponsorluğunu üstlendiği TURMEPA D-Marin teknesi, TURMEPA’nın atık toplama filosuna 2018 yılında katıldı, 17 koydaki teknelerden atık topluyor. Zen Pırlanta’nın bu sponsorluğun dışında da kıyı ve denizlerimizin korunması için TURMEPA’nın farklı projelerine destekleri her zaman devam etmektedir.

  • Okyanusun Büyüsüne Adanmış Bir Koleksiyon: Praise to the Sea

    Mikimoto, denize övgü niteliğinde olan koleksiyonunun ilhamını okyanusun görkemli sularından alıyor! İncileri Kralı Mikimoto, son yüksek mücevher koleksiyonu “Praise to the Sea” ile kökenine saygı duruşunda bulunuyor. Mikimoto, bu ayın başında gerçekleştirilen Paris Haute Couture Haftası sırasında, “Praise to the Sea” koleksiyonunu tanıttı. Koleksiyonun tanıtımı aynı zamanda Mikimoto'nun kurucusu Kokichi Mikimoto'nun dünyanın ilk kültür (doğal inci oluşumunu taklit etmek amacıyla insan müdahalesiyle üretilen bir tür inci çeşidi) incilerini yaratmasının 130. yıldönümü anısına tasarlanıyor. Su yüzeyindeki ışığı yansıtan tasarımlar, sığ sudan okyanusun derinliklerine doğru renk geçişleri ve açık denizdeki balık kümeleri gibi sahneleri taklit ediyor. Denizde zarifçe gezinen balık sürülerinin yarattığı kıvrımlar, Akoya kültür incilerinin yanı sıra elmas, beril, tanzanit, turmalin, ametist, granat, safir, spinel, aleksandrit ve akuamarin gibi çeşitli değerli taşların yer aldığı bir kolyeye ilham verdi. Koleksiyonda ayrıca renkli deniz yaşamı ve canlı yaratıklar da dahil olmak üzere okyanusun çeşitli yaşam formlarından görüntüler yer alıyor. Mikimoto inciler, elmaslar ve renkli değerli taşların muhteşem bir kombinasyonuyla süslenen koleksiyonda öne çıkan birkaç parça bulunuyor. Balina kolye, büyük bir akoya incisiyle birlikte yeşil turmalin, safir, akuamarin, granat ve elmaslarla süslenerek tasarlanıyor. Ayrıca çıkarılabilir bir broş olarak kullanılabilen kolyede akoya kültür incileri, safirler ve elmaslar da dikkat çekiyor. Denizatı kolyesi ise yuvarlak bir akoya incisinin etrafını elmaslar ve renkli değerli taşlarla süslenmiş bir mercan resifiyle çevreliyor. Bu tasarımda canlı renklere sahip mercan resifinden ilham alınmış ve mavi topaz, pembe turmalin ve yeşil tsavorit granat gibi çeşitli renkli değerli taşlar kullanılıyor. Koleksiyonun bir diğer göz alıcı parçası ise mercan resifi bilekliği. Beyaz elmaslarla süslenmiş dış kabuğu, tanzanit, safir ve spinel gibi renkli değerli taşlarla süslenmiş iç kısmıyla dikkat çekiyor. Bu imza parçalar, Mikimoto incilerinin zarifliği, elmasların parlaklığı ve renkli değerli taşların büyüleyici etkisiyle birleşerek eşsiz bir koleksiyon sunuyor.

  • Ekonomik Toparlanma, Richemont’ın Gelirlerini Yükseltti

    Richemont'a ait mücevher markalarının gelirleri, Asya Pasifik'te yaşanan ekonomik toparlanmayla birlikte ilk mali çeyrekte yükselme yaşadı. İsviçreli lüks marka grubu Richemont, Pazartesi günü yaptığı açıklamada Cartier, Van Cleef & Arpels ve Buccellati'nin satışlarının; 30 Haziran'da sona eren üç aylık dönemde, yıllık %19 artışla 3,6 milyar Euro'ya (4,04 milyar dolar) ulaştığını belirtti. Richemont, bu bölgedeki toparlanmanın Amerika kıtasındaki sessiz bir sonucu dengelediğini açıkladı. Bir yıl önce aynı dönemde, Asya Pasifik'teki satışlar, Covid-19 ve hükümet kısıtlamalarının ardından düşüşe geçmişti. Richemont, o bölgedeki toparlanmanın Amerika'daki sessiz bir sonucu dengelediğini belirtti. Şirketin açıklamalarına göre, "ABD pazarındaki göreceli yavaşlama" nedeniyle "genel olarak yatay" seyreden Amerika kıtası hariç tüm kanallarda ve bölgelerde güçlü satış büyümesiyle mücevher alanı, Richemont'un çeyrek dönem boyunca en iyi performans gösteren bölümü oldu. Uzman saat üreticilerinin satışları, "gelişen perakende satışlardan yararlandı". A. Lange & Söhne, Piaget ve Vacheron Constantin'i içeren segmentin küresel geliri, Amerika dahil olmak üzere neredeyse tüm bölgelerde artış göstererek yıllık %6 artışla 1,06 milyar Euro'ya (1,19 milyar $) ulaştı. Takı, moda, aksesuar ve saatleri kapsayan grup geliri, bir önceki yıla göre %14 artışla 5,32 milyar Euro'ya (5,98 milyar $) ulaştı.

  • Margot Robbie, Barbie Filminin Avrupa Prömiyerinde Assael İncileriyle Işıldadı

    Merakla beklenen Barbie filminin Avrupa prömiyeri için Margot Robbie, New Yorklu mücevherci Assael'e ait, üç sıralı inci gerdanlık ve küpeler ile pembe halıda ışıldadı. Merakla beklenen Barbie filminin Avrupa prömiyeri, Londra Cineworld Leicester Square'de yıldızlarla dolu bir gala ile gerçekleştirildi. Margot Robbie, Ryan Gosling, America Ferrera ve Hari Nef gibi yıldızlar, göz alıcı duruşlarıyla, Barbie bebeğin en ikonik kıyafetlerinden bazılarını pembe halıda yeniden canlandırdılar. Yaklaşan filmde baş karakteri canlandıran Robbie, tarzıyla 1960 yapımı Enchanted Evening Barbie bebeğine saygı duruşunda bulundu. 1940'ların sonlarından beri yüksek inci mücevher tedarikçilerinden biri olan New York merkezli mücevherci Assael'in üç katmanlı inci gerdanlığı ve küpeleri ile Barbie stilini tamamlayan Robbie, mücevherleriyle gecenin en dikkat çeken ismi oldu.

  • De Beers, Metamorphosis’in İkinci Bölümde Doğanın Dönüşümünü Kutluyor

    De Beers, 2023 yüksek mücevher koleksiyonunu, Metamorphosis’in ikinci bölümüyle takip ediyor! Lüks mücevher evi De Beers, geçtiğimiz hafta Paris'teki yüksek mücevher sunumları sırasında, Ocak ayında lansmanı yapılan yüksek mücevher koleksiyonu “Metamorphosis"in ikinci bölümü tanıttı. 'Prelude' adı verilen ilk ürün yelpazesi dokuz parçadan oluşurken; ikinci bölüm, koleksiyona 37 parça daha ekleyerek koleksiyonu toplam da 46 parçaya ulaştırıyor. İkinci bölüm; ilkbahar, yaz, sonbahar ve kışa adanmış grupları göstererek mevsimsel temaları işlemeye devam ediyor. De Beers, mevsimlerin her birinin, kozasından çıkan böcek gibi koleksiyonun büyümesini temsil eden bir kelebek tasarımı içerdiğini, yeni bölümle ifade ediyor. Kral Protea'nın Zarif İhtişamı: Bahar Serisi Bahar serisi, dünyanın en eski çiçekli bitkilerinden biri olan Kral Protea'ya bir övgü niteliğindedir. Güney Afrika'ya özgü bu bitkinin taç yaprakları, beyaz ve pembe altınla işlenerek pırlantalarla üst üste binen V şeklindeki motiflerde yankılanıyor. Her bir taç yaprağı, ışığın elmaslara maksimum miktarda akmasını sağlayacak şekilde ustalıkla işlenmiş ve kullanıcının her hareketiyle birlikte dalgalanacak şekilde ustalıkla eklenmiştir. İster görkemli bir kolyeden aksın ister elde nazikçe sallansın, taç yaprakları her bir olağanüstü tasarımın şehvetli silüetleriyle yankılanan büyüleyici bir zarafet ve akışkanlık hissi sunuyor. Doğanın Gizemli Mirası: Yaz Serisi Yazı anlatan seri, mevsimin kromatik uyumu ile yankı uyandırıyor. Kıvrımlı hacimleri ve şehvetli tonlarıyla heykelsi tasarımlar, zaman içinde korunmuş bu tarih öncesi canlılar ile manyetik güzelliği, nesilleri aşacak olan doğal elmasları arasında bir bağ kuran gizli fosil motifleriyle işleniyor. Beyaz altın, sarı altın, beyaz elmaslar ve pürüzlü ve parlatılmış sarı elmaslar göz alıcı kolyeler, hacimli kokteyl yüzükleri, heykelsi küpeler ve yenilikçi bir bilezikte göz kamaştırıyor ve her bir parça benzersiz tasarımı titiz işçilikle birleştiriyor. Avangart Bir Serüven: Sonbahar Serisi Renk ve hareketle dolu Sonbahar serisinin canlı parçaları, düşen yaprakların kızıl tonlarını ve yaz sıcaklığının son kalıntılarını yansıtmak için koyu kırmızıdan altın bronza akan sanatsal bir ombré özelliğine sahiptir. Grand Feu emaye parçalar, yaklaşan kış mevsiminin buz gibi serinliğini simgeleyen elmas setli beyaz altının zarif hatlarını çevreliyor. Her bir tasarım, emaye ve pırlanta unsurların birlikte veya ayrı ayrı takılabilmesi için ustalıkla hazırlanmış olup, avangart bir sanat eserinden klasik güzellikte bir mücevhere dönüşen bir Yüksek Mücevher metamorfozu sunmaktadır. Sanatın İnceliği: Kış Seti Beyaz altın ve beyaz pırlantalardan oluşan olağanüstü güzellikteki kreasyonlar, kışın saflığını ve buzul ihtişamını çağrıştırıyor. Çarpıcı pırlantalar ve çeşitli pırlanta teknikleri, buzun üzerinde dans ederek güneş ışığını çağrıştıran göz kamaştırıcı bir ışık oyunu yaratıyor. Kış setinde olağanüstü işçilik, vücut hatlarını saran ve takan kişiyle senkronize bir şekilde hareket eden parçalara şehvetli bir akışkanlık kazandırıyor. Metamorphosis’in birinci bölümünde olduğu gibi, koleksiyonun ikinci bölümünde de dönüştürülebilir mücevherler yer alıyor. Tasarımların merkezinde yer alan hareketli parçalar; mafsallı veya en tremblant ayarlara sahip, böylece takan kişinin hareketleriyle birlikte dans ediyorlar. Metamorphosis ikinci bölüm; renkli titanyum, yukarıda bahsettiğimiz Grand Feu emaye, beyaz ve pembe altın gibi metalleri karıştırarak veya dramatik renkli elmaslar kullanarak renkleri, çeşitli şekillerde birleştiriyor. '' 'Prelude' ile büyülü bir dönüşümün hikayesini anlatmak istedik. 'İkinci Bölüm'de', doğanın güzelliğine olan şiirsel övgü sürdürülüyor. Dört güzel kelebeğe bu yolculukta hoş geldin diyoruz. De Beers'in ikonik bir amblemi olan kelebekler, sınırsız yaratıcılığımızın bir sembolüdür." De Beers Jewellers CEO'su Céline Assimon

  • Pembe Elmas, İhale Evine Rekor Meblağ Kazandırdı

    29,52 karatlık pembe elmas, Güney Afrika merkezli Pioneer Diamond Tender’da (açık artırma etkinliği) 8 milyon doların üzerinde bir fiyata alıcı buldu. Pembe elmas, şirketin bugüne kadar sattığı en yüksek fiyatlı taş oldu. Pioneer, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Protea Pembesi olarak adlandırılan canlı pembe bir renge sahip, tip II ham elmasın karat başına 271.307 dolara alıcı bulduğunu açıkladı. Pioneer'in hissedarlarından Lyndon de Meillon'un yaptıkları açıklamaya göre, küçük bir madencilik şirketi, elması Orange Nehri kıyısındaki bir yataktan çıkardı. De Meillon, taşın 90 milyon yıllık Lesotho kimberlitinden koparak nehrin aşağılarına doğru ilerlediğini ve orijinal konumundan yaklaşık 500 kilometre uzakta bir alanda sıkışıp kaldığını belirtti. "Bu eşsiz elmas... Güney Afrika'nın alüvyonlu elmas yataklarının, neden dünyadaki karat başına en yüksek ve en tutarlı elmas arzını temsil ettiğini bir kez daha gösterdi. - De Meillon -

  • Dolce & Gabbana 2023 Yüksek Mücevherleri Tanıttı

    Görkemli Pettolecchia La Fortezza olağanüstü bir etkinliğe ev sahipliği yaptı: 2023 Dolce & Gabbana Alta Gioielleria (yüksek mücevher) defilesi. Kim Kardashian, Erling Haaland, Dame Helen Mirren ve Diana Ross'un yanı sıra birçok yıldızın katılım gösterdiği etkinkinlikle Dolce & Gabbana’nın 2023 yüksek mücevher koleksiyonu tanıtıldı. İtalya'nın Puglia bölgesinde yer alan Pettolecchia La Fortezza (kale), sahile kadar uzanan ve geniş zeytinliklerin ortasında yer alan konumuyla büyülü deneyimlerin arka planını oluşturuyor. Efsanevi moda ikilisi Domenico Dolce ve Stefano Gabbana, doğanın ham güzelliğini kucaklayan bir dizi mücevher parçası ortaya çıkarıyor. Koleksiyonda kullanılan her bir taşın ısıtılmadan ve işlenmeden bırakılması, zeytin ağacını doğal cazibesini resmediyor. Dolce & Gabbana'nın 2012 yılında Taormina'da tanıttığı ilk yüksek mücevher koleksiyonuyla başlattığı geleneği sürdüren yeni koleksiyonu, dünyanın bu bölgesine yazılmış ışıltılı bir aşk mektubu gibi. Birbirinden canlı 70 parçanın her biri tamamen benzersiz olsa da, birçoğu ikilinin artık aşina olduğu ve özünde İtalyan olan haç, meyve ve çiçek motiflerinden, dini ikonografiden ve heykeller gibi Rönesans sanatından ödünç alınan tasarımlardan yararlanıyor. Elle boyanmış minyatür zeytinlerden altın dallara ve kolyeleri zarifçe süsleyen yapraklara kadar koleksiyon, zeytinin bolluk ve canlılık sembolizmini ustalıkla yakalıyor. Yeşili turmalinler ve zeytine benzeyen taşlar, bu zarif parçaları süsleyerek doğanın zarif güzelliğini çağrıştıran kolyeler ortaya çıkarıyor. Kasıtlı olarak düzensiz bir şekle sahip olan her bir taş, zeytin ağacının kusurlu mükemmelliğini yansıtarak doğuştan gelen cazibesine katkıda bulunuyor. Bu yıl tasarlanan yüksek mücevher koleksiyonunda, her taşın benzersiz tasarımına tam olarak uyacak şekilde şekillendirilmesini sağlayan özel kesimler ön plana çıkıyor. Trapez kesim pırlantalar karmaşık kıvrımlar ve şekiller örerek kolyelerin ve setlerin güzelliğini vurguluyor. Koleksiyon, büyüleyici bir ton ve yoğunluk yelpazesinde sunulan tsavorite pavé ile süslenmiş zümrütlerine hayranlık uyandırıyor.

  • Chaumet ile Doğanın İncelikleri: Le Jardin de Chaumet

    Chaumet, yeni yüksek mücevher koleksiyonu ''Le Jardin de Chaume'' ile dört bölümden oluşan bir doğa yolculuğuna çıkıyor. Marie-Étienne Nitot'nun 1780 yılında markayı kurmasından bu yana doğayla derin ve samimi bir bağ kuran mücevher evi, doğayı ‘‘Le Jardin de Chaume’’ koleksiyonuyla kimliğinin ayrılmaz bir parçası haline getiriyor. Dünyanın her köşesinden ilham alan yaratıcı yönetmen Ehssan Moazen, 68 parçadan oluşan bir mücevher bahçesini ortaya koyuyor. Koleksiyonda yer alan değerli taşlar duygu uyandıracak şekilde titizlikle seçilirken, aynı zamanda bu taşların kaynağı olan doğaya da saygı gösteriliyor. Bazı pırlantalar, günümüzün en popüler pırlanta şekli olan parlak kesimin atası sayılabilecek 17 fasetli 8/8 kesimi içeren miras stillerinden ipuçları alıyor. Le Jardin de Chaumet'nin birinci bölümü ormanda başlıyor ve ökse otlarından görkemli ağaçlara kadar yemyeşil çalılıklardan ilham alıyor. Çeşitli kombinasyonlarda birlikte takılmak üzere tasarlanmış bir set olan yedi parça, ökse otunun zarif görünümünden oluşuyor. İnci meyveleriyle bezeli 8/8 elmas şeritlerin iç içe geçmiş şekli, doğrudan ökse otu bitkisinin şekillerini ve beyaz meyvelerini taklit ediyor. Kolyede 21,59 karatlık etkileyici bir Kolombiya yastık kesim zümrüt bulunurken, dönüştürülebilir yüzüğün tepesinde 10 karattan fazla bir zümrüt yer alıyor. İkinci bölüm, güneşin yaldızladığı buğday ve asmalardan ilham alan parçalarla ormanın derinliklerinden açık tarlalara doğru ilerliyor. Buğday, İmparatoriçe Joséphine ve İmparatoriçe Marie-Louise için yaratılan buğday taçlarından bu yana tekrar tekrar ziyaret edilen bir Chaumet imzası haline geldi. Bu yeni koleksiyon için Chaumet, güneşte çatırdayan buğdaydan ilham alıyor. Sarı altından üretilen kolye üç farklı şekilde takılabiliyor ve 5.05 karatlık dönüştürülebilir yüzük de dahil olmak üzere dört uyumlu parçaya sahip bir set ortaya çıkıyor. Hercai menekşe, lale, iris ve arum, Le Jardin de Chaumet'nin üçüncü bölümünün ardındaki ilham kaynağı olarak beliriyor. Yüksek mücevherler aracılığıyla doğayı gerçekçi bir şekilde yeniden yaratma taahhüdünü sürdüren Chaumet'nin hercai menekşe çiçeğinden ilham alan sekiz parçası, karmaşık taş ayarları kullanılarak özenle inşa edildi. İris'ten esinlenen dört parça arasında 24,26 karatlık muhteşem bir yastık kesim spinel taşıyan dönüştürülebilir bir kolye de yer alıyor. Taşların yoğun rengi, irisin dokusunu ve tırtıklı kenarlarını vurgulayarak narin bir pembe mücevher seti yaratıyor. Chaumet'nin tüm ilhamlara açık olduğunun bir kanıtı olan dördüncü ve son bölüm Bouquets of the World, dünyanın en güzel bitkilerinden ilham alıyor. Afrika bitkisi Agapanthe'yi kutlayan beş parça, 21,26 karatlık oval kesim Seylan safiriyle zengin bir maviye bürünmüştür. Beş parçaya ilham veren Chrysanthème'in mavi ve sarı safirleri, bitkinin bulunduğu kültürler arasındaki birliği temsil ediyor.

  • Zamanda Yolculuk: Van Cleef & Arpels 'Le Grand Tour'

    Kuyumculuk zanaatının zirvesini temsil eden yüksek mücevherler, bu sefer Van Cleef & Arpels’ın yeni koleksiyonu ‘‘Le Grand Tour’’ ile yeni bir yolculuğa çıkıyor. Parisli mücevher evi Van Cleef & Arpels, 16. yüzyıldan itibaren Avrupa'nın sanatsal ve kültürel mirasından aldığı ilhamı, ‘‘Le Grand Tour’’ yüksek mücevher koleksiyonu ile Roma'da bir araya getiriyor. Van Cleef & Arpels, ‘‘Le Grand Tour’’ koleksiyonunu tanıtmak için Roma'yı seçti. Parisli mücevher evinin bunu yapmak için bir nedeni vardı: Le Grand Tour adını taşıyan bu yeni koleksiyon, 17. yüzyılın sonlarından itibaren genç aristokratların Avrupa'da gerçekleştirdikleri yolculukların değerli bir yorumunu ifade ediyor. ‘‘Le Grand Tour koleksiyonu çok boyutludur. Mücevher ve dekoratif sanatların gelenekleri, Le Grand Tour koleksiyonuyla hatıra olarak geri getirildi. Dönemleri ve kültürleri bir kez daha keşfetme ve karıştırma fikri, koleksiyon sayesinde harmanlıyor. Bunun için seleflerimizin izini takip ettik ve tarihsel olarak ünlü şehirleri seçtik.’’ -Van Cleef & Arpels Başkanı ve CEO'su Nicolas Bos- Yaklaşık 70 parçadan oluşan bu koleksiyonun yaratılmasında her şey düşünüldü ve Le Grand Tour koleksiyonuna üst düzey ustalıkla hayat verildi. Her bir parça farklı bir tur destinasyonundan ilham alıyor: Londra'da bulunan Wedgewood porselenlerini çağrıştıran akışkan safir kolye, Paris'teki hanımefendilerin sarayında bulunan avizeleri yansıtan ışıltılı rubellit küpeler, Alplerin karla kaplı manzaralarını anımsatan yontulmuş turmalin kolye, Venedik sularını yansıtan çarpıcı turkuaz kabaşon kolye. İlham alınan diğer destinasyonlar arasında Floransa, Roma ve Napoli yer alıyor ve hepsi de aynı derecede nefes kesici mücevherlere sahip. Le Grand Tour'un halihazırda seçkin olan doğasını, yüksek mücevher koleksiyonunun ilham aldığı sanat kadar değerli olan nadir değerli taşların sayısız kullanımı daha da ileri götürüyor. Koleksiyonun tamamı sizi dünyevi ve harika bir yolculuğa çıkarıyor. Basitçe ifade etmek gerekirse belirtildiği gibi, "hayal kurmak ve kaçmak için bir davet."

  • Mücevher İhracatı Küresel Pazarda Rekor Kırdı

    Mücevher ihracatı, Haziran ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,10 artışla 3 Milyar 50 milyon doları geçti. İhracatçı sayısını ve katma değeri yükselten Türkiye 2018 yılında 110 milyar Dolar olan küresel Pazar payını yüzde 4’den 2023 yılında yüzde 7’ye yükseltti. DİR kapsamında altın ithal etmeden işçilik ihraç eden sektör, ihracat miktarında rekor kırdı. Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) tarafından açıklanan TİM verilerine göre 2023’ün ilk 6 ayında mücevher ihracatındaki artış trendi devam ediyor. 2023 yılı 6 aylık TİM verilerine göre bir önceki yılını aynı dönemine göre yüzde 13,10 artış gösteren mücevher ihracatı 3 milyar 50 milyon USD olarak gerçekleşti. 5 yıllık süreçte yapılan bir analizde ise Türkiye küresel pazardan aldığı payı rekor oranda arttırarak yüzde 4’den yüzde 7’ye yükseltti. 2018 yılında 110 milyar 688 milyon 492 bin USD olan dünya mücevher ticaretinden Türkiye 4 milyar 412 milyon 230 bin USD pay alıyordu. Pandemi sürecinde küresel ticaret 72 milyar dolar, Türkiye’nin payı da 3 milyar dolar seviyelerine geriledi. 2022 yılında eski seviyelerini zorlayan küresel ticaret 110 milyar 518 milyon 378 bin USD seviyelerine yükseldi. Türkiye’nin küresel pazardan aldığı pay ise yüzde 100’e yakın artışla 8 milyar 169 milyon 939 bin USD’ye yükseldi. İhracat verilerini değerlendiren Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) Başkanı Burak Yakın, mücevher ihracatında pek çok değişkenin etkili olduğunun altını çizdi. Pandemi sonrası küresel ticarette yaşanan sarsıntı ve özellikle Ukrayna savaşının etkilerini aşmaya çalıştıklarını belirten Yakın şunları söyledi: “Antalya, İstanbul muhteşem geçti, alım heyetleri performansı çok iyiydi. Türkiye olarak hem Hong Kong hem Las Vegas’ta en büyük milli katılımımız gerçekleştirdik. Bunlara ilave olarak Miami’ye de milli katılım gerçekleştirdik. Neticede toplamda ihracatımızı hem değer hem de miktar olarak arttırdık. Bunda altının değer kazanması kadar işçilik anlamında daha yüksek faturalar kesilmesinin de önemi var.” Mücevher İhracatçıları Birliği’nin çalışmalarıyla ihracat yapan ihracatçı üye sayısını yüzde 39 artışla 936’dan 1306’ya yükseltti. Mücevher ihracatının kg değeri de yüzde 31,38 artışla 540,25 USD’den 709,79 USD’ye yükseldi. 700 kişiye eğitim verilerek diplomaları teslim edildi ve sektöre nitelikli insanlar kazandırıldı. Mücevher ihracatında lider BAE ve ABD 2023 ilk 6 aylık dönemine ülkeler bazında yapılan ihracat miktar ve FOB değeri olarak Dahilde İşleme Rejimi nedeniyle farklı hareketler sergiledi. BAE’ne yapılan ihracat miktar bazında yüzde 205 artışla 29,9 tondan 90 tona yükselirken değer bazında yüzde 58 artış gösterdi. ABD’ye ihracat yüzde 347 artışla 40 tondan 181,8 tona yükselirken USD bazında yüzde 9’luk artışla 505 milyon USD’den 550 milyon USD’ye yükseldi. Hong Kong ve İsrail yine geleneksel pazarlarda yerini korurken İsviçre miktar olarak yüzde 475’lik artışla 1 tondan 6,3 tona; FOB değeri olarak da yüzde 991 artışla 29,8 milyon USD’den 325,6 milyon USD’ye yükseldi. Meksika ile ilişkiler giderek gelişiyor ve Amerika kıtasındaki parlayan yıldız ilk 5 ülke arasında daha sık yer almaya başlıyor. Dahilde İşleme miktarı yükseltti Ürün grupları bazında bakıldığında “Altından Mamul Mücevherci ve Kuyumcu Eşyası” ile İşlenmemiş ya da yarı işlenmiş altın ihracatı Türk Mücevher ihracatının liderliğini sürdürüyor. 2023’ün ilk yarısında seçim öncesinde alınan ekonomik önlemler nedeniyle hammaddeye erişim zorlukları ve maliyetlerinin yüksek olması, hammadde ithalatında yaşanan zorluklar nedeniyle ihracatçılar altın ithal etmek yerine Dahilde İşleme Rejimine ağırlık verdiler. Bu nedenle, DİR kapsamında gelen altını işleyen ihracatçılar tarafından kesilen faturalarda sadece işçilik tutarı yer aldı. Tutar olarak ihracat geliri düşmüş gibi görünse de altın ithal edilmeden işçilik ihracatı yapılmış oldu. Dahilde İşleme Rejimi nedir: Yurt dışında siparişi veren firma, üretimde kullanılacak altını DİR kapsamında gönderir. Üretim yapılır ve ürünler sözleşmeye uygun olarak belirli bir süre içinde gönderilir. DİR kapsamında, ülkeye ithalat yapılmadığı (Altın parası ödenerek ithal edilmediği) için altın ithalatı nedeniyle cari açık etkilenmez. Firma ürünleri gönderirken (altının sahibi gönderici olduğundan) altın için değil sadece işçilik için fatura keser. 10 kg altın gönderen bir firmaya 60 bin*10= 600 bin USD artı yüzde 1 işçilik 10 bin USD 610 bin USD yerine 10 bin USD fatura kesilir.

  • “ALTINYAZ” Güzel Bir Yaz İçin Hazırlıklarını Tamamladı

    Kapalıçarşı’da 3 mağazasıyla, perakende satış alanında başarıyla hizmet sunan Altınyaz Kuyumculuk; yaz mevsimi için en yeni modelleriyle vitrinlerini yeniledi. Dubai ve Hindistan’ı ziyaret eden Altınyaz Kuyumculuk Genel Müdürü Mustafa Yazıcı; hem yerli hem de yabancı alıcının çok beğeneceği, geniş ürün çeşitliliğiyle yeni sezona sıkı bir şekilde hazırlandıklarını dile getirdi. Genç girişimci, Altınyaz Kuyumculuk Genel Müdürü Mustafa Yazıcı; özellikle Galataport’un aktif hale gelmesiyle yılın ikinci yarısında Kapalıçarşı’ya çok daha fazla yabancı turist gelmesini beklediklerini söyledi. Yakın zaman içinde çözüleceğine inandığı, makas olarak tabir edilen altın fiyat farklılığı sorununun bitmesiyle yılın ikinci yarısında sektörümüzün ve Kapalıçarşı’nın ticari potansiyelini üst seviyeye çıkaracağını belirten Mustafa Yazıcı; sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “600 yıllık geçmişiyle Dünyanın en eski kapalı çarşısı olarak kabul edilen Kapalıçarşı; muhteşem Galataport projesi ile bu yıl çok sayıda Cruise gemi yolcularını ağırlamaya başladı. Kapalıçarşı’ya giren yabancı sayısındaki artışı görüyoruz ama şu an itibariyle altın fiyat farklılığı sebebiyle kuyum alışverişine olumlu bir yansıması olmadı. Yılın ikinci yarısında hedeflerimizin bir tık altında kaldık ama yılın ikinci yarısında makasın ortadan kalkmasıyla farkı kısa sürede kapatacağımıza inanıyoruz. Yeni sezona çok güzel bir hazırlık yaptık. Yurtdışından özenle takı seçimlerinde bulunduk. Altınyaz’ın Kapalıçarşı’da bulunan mağazaları birbirinden şık vitrinleriyle yine kuyumculuk sektörüne değer katacaktır.”

bottom of page