top of page

Arama Sonuçları

"" için 967 öge bulundu

  • Hong Kong'da Yeniden Parlayan Jewellery & Gem ASIA!

    Asya'nın en büyük B2B etkinliklerinden Jewellery & Gem ASIA Hong Kong (JGA), 22- 25 tarihleri arasında 33 farklı ülkeden 1.688 katılımcıyı bir araya getirdi. Mücevher dünyasında önemli bir konuma sahip olan Jewellery & Gem ASIA Hong Kong, 3 yıllık bekleyişin ardından dikkat çekici bir geri dönüş gerçekleştirdi. 22 Haziran tarihinde birçok bölgeden çok sayıda katılımcıyı bir araya getiren JGA, 25 Haziran Pazar günü final yaptı. Pandemi öncesi edisyonlarına benzer bir formatta Hong Kong'a geri dönen JGA, 33 ülke ve bölgeden mücevher tedarik zincirinin tamamını temsil eden 1.688 katılımcıyı bir araya getirdi. Bu etkileyici tedarikçi kadrosu, 25 Haziran Pazar gününe kadar Hong Kong Kongre ve Sergi Merkezi'nde (HKCEC) sektördeki en son ürünleri, trendleri ve yenilikleri sundu. Türk Pavilyonu Zen Diamond, Star Pırlanta, Yamachi, Somoro, Sade iş, Model, Eriş, Cevherun, Cetaş, BMA Rings, Belbak gibi markalar Türk Pavilyonu olarak boy gösteren markalar arasında yer alıyor. "Üç yıldır günleri sayıyor, takvimlerimizi işaretliyor ve JGA'nın kapılarını açacağı anın hayalini kuruyorduk. Ve şimdi, o an geldi. Küresel mücevher topluluğunun JGA'daki varlığı, Asya'da onun kadar bağlantı kurabilen, bilgi verebilen ve ilham verebilen başka bir yıl ortası tedarik destinasyonu olmadığını kanıtlıyor." -Informa Markets Asya Kıdemli Başkan Yardımcısı David Bondi- ‘‘JGA, ticaret profesyonellerinin trendleri takip etmelerine, yeni bakış açıları kazanmalarına ve kalıcı güce sahip işletmeler kurmalarına yardımcı olan bir sektör buluşmasıdır. Etkinliğimiz, ürünlerin arkasındaki insanlar ve fikirlerle bağlantı kurmak ve aynı zamanda topluluğumuzdaki inovasyonun nabzını hissetmek için eşsiz bir fırsat sunuyor. Hong Kong'da mücevher sektörünün kalbine dönmek, sektörümüzün geliştiği yere, eve dönmek gibi bir şey. Etkinliği bu şehirde deneyimleyebilmek, mücevher ticaretinin enerjisini ve dinamizmini anlamanın önemli bir parçasıdır.’’ -Informa Markets Jewellery Mücevher Fuarları Direktörü Celine Lau- Sektör liderleri, JGA'nın arkasında durarak B2B etkinliğinin küresel mücevher topluluğu için birincil buluşma noktası olma rolünün altını çizdi. "Jewellery & Gem ASIA Hong Kong fuarının uzun soluklu savunucuları olarak, üç yıllık bir aradan sonra JGA'nın geri dönüşüne tanık olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu, mücevherat sektöründe önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor ve sektör paydaşlarının zorlukları aşma ve her zamankinden daha güçlü bir şekilde ortaya çıkma konusundaki kolektif kararlılığını temsil ediyor." -Hong Kong Mücevherat ve Yeşim Üreticileri Birliği (HKJJA) Başkanı Cheung King Yau- Etkinlik, değerli iş bağlantıları kurmak için ideal birçok fırsat sundu. "JGA'yı 2019'dan bu yana ilk kez orijinal formatında yeniden ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Bu etkinlik her zaman bölgedeki mücevherat sektörünün temel taşlarından biri olmuştur ve organizatörleri, bu etkinliği geri getirme konusundaki kararlılıkları için takdir ediyoruz.’’ -Hong Kong, Çin Elmas Federasyonu Kurucu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkanı Lawrence Ma- Hong Kong İnci Derneği'ne (HKPA) göre, mücevher ve değerli taş ticareti karmaşık dönemlerden geçmeye devam ederken, JGA'nın geri dönüşü ufukta beliren parlak bir nokta. -HKPA Başkanı Sze Ho Yin- En dikkat çekici bölümler arasında; ürünün nadir, değerli ve ustalıkla hazırlanmış olmasıyla gerçek lüksü temsil eden Fine Design ve Fine Gem Pavilyonları (FDP/FGP) yer alıyor. Ayrıca, Hong Kong'un mücevher işçiliği, üretimi ve tasarımındaki gücünü kutlayan CORE Pavilyonu da dahil olmak üzere, uzun zamandır JGA'nın en popüler dayanakları arasında yer alan ürün kategorisine özgü bölümler de geri dönüş yaptı. Salon 1C'de yer alan The Stage, aydınlatıcı panel tartışmalarıyla canlandı. Fuarın ilk gününde, "İleriye Bakış’’ başlıklı panel gerçekleştirilirken, etkinliğin ikinci gününde; ‘‘Mücevherin Geleceği ve Kuyumculuğun Geleceği: Yeni Nesil Sektör Liderleri’’ ve ‘‘Laboratuvarda Yetiştirilen Elmasların Geleceğini Şekillendirmek’’ başlıklı iki farklı panel gerçekleştirildi.

  • Diplomatik Bağların Yansıması: Narendra Modi'den Jill Biden'a Özel Bir Hediye

    Hindistan Başbakanı Narendra Modi, bir devlet ziyareti sırasında ABD First Lady'si Jill Biden'a, laboratuvar ortamında yetiştirilmiş 7,5 karatlık, elmas hediye etti. Hindistan Ticaret ve Sanayi Bakanı Piyush Goyal Perşembe günü attığı tweette, "çevre dostu olarak laboratuvarda yetiştirilen elmasın" Başkan Joe Biden'ın eşine bir hediye olduğunu belirtti. Doğal elmasların kimyasal ve optik özelliklerini yansıtan laboratuvar elmasının yapımında, güneş ve rüzgar enerjisi gibi çevre açısından çeşitlendirilmiş kaynaklar kullanıldığından çevre dostu olarak nitelendirilmiştir. Bu jest, laboratuvarda yetiştirilen elmas sektörünü teşvik eden Hindistan Mücevher ve Mücevherat İhracatını Geliştirme Konseyi'nden (GJEPC) övgü aldı. Kuruluş, Twitter hesabından yaptığı açıklamada "GJEPC, Hindistan'da rüzgar ve güneş enerjisiyle yetiştirilen 7,5 karatlık laboratuvar elmasını Başkan Joe Biden ve First Lady Dr. Jill Biden'a hediye ettiği için (Modi'ye) derin şükranlarını sunuyor" dedi. Konsey bu eseri "sürdürülebilir zanaatkârlığın ve uluslarımız arasındaki kalıcı bağın sembolü" olarak tanımladı. "Konsey açıklamasına şöyle devam etti: "Bugün Hindistan CVD (kimyasal buhar biriktirme) ile laboratuvarda üretilen elmasların yetiştirilmesinde en büyük oyuncu konumundadır. "Hindistan'ın bağımsızlığının 75. yılında 7,5 karatlık elmas, Hindistan'ın LGD (laboratuvarda yetiştirilen elmas) sektöründeki liderliğini vurgulamaktadır."

  • Zamansızlığın Işıltısı: INNER FIRE

    İsviçreli mücevher markası Bucherer'ın eşsiz koleksiyonu Inner Fire, kadınların ruhunda saklı olan ateşi büyüleyici bir dansla canlandırıyor. Özel olarak tasarlanan her bir parçanın izini sürdüğü tek yol: dinamizm! Inner Fire kapsül koleksiyonunda yer alan elmas damla küpe Sekiz parçadan oluşan koleksiyon Hollie Bonneville Barden tarafından tasarlandı. Geometrik çizgilerin klasik kodlarından sıyrıldığı bu başyapıtlarda dinamizmi ve sonsuz kıvrımlar sergileniyor. Inner Fire; kolyeler, bilezikler, küpeler ve yüzüklerde asimetri kavramından ilham alarak tasarım kodlarını kullanıyor. Armut, zümrüt ve yuvarlak parlak kesimlerin yanı sıra parlak ve baget kesim pırlanta vurgular yer alıyor. Dinamizmin İkonik Yorumu Değerli taşlar, koleksiyondaki parçaların merkezinde yer alır. Mükemmel kesimler ve renklerle seçilen taşlar, parçalara büyüleyici bir ışıltı ve canlılık katar. Bucherer Inner Fire koleksiyonu, değerli taşların güzelliğini vurgulayarak özgün ve sofistike bir tarzı yansıtıyor. Bu büyük boyutlu pırlantaların çoğu, Bucherer'in "kartal pençeleri" olarak adlandırdığı, cilalı beyaz altından yapılmış çağdaş bir pençe ayarı ile yerinde tutuluyor. Eagle prongs (kartal pençeleri) , pırlanta veya değerli taşların bir takı parçasında tutturulduğu pençe ayarını tanımlar. Eagle prongs, kartalın keskin ve kavisli tırnaklarına benzetilen bir tasarımı ifade eder. Bu pençe ayarı, pırlanta veya taşın köşelerini ve yan yüzlerini korurken, üst kısmını açıkta bırakarak ışığın taşa daha fazla girmesini sağlar. Bu sayede taşın parlaklığı ve görünümü daha etkileyici hale gelir. Armut biçiminde pırlanta vurgu, yuvarlak baget ve farklı kesim pırlantaların beyaz altın ile birleştiği kolye, koleksiyonun imzası niteliğinde Inner Fire koleksiyonunda yer alan her bir parça aynı tema üzerinden birleştirilse de, her biri kendi kimliklerine sahiptir.

  • Laboratuvarda Yetişen Pırlantaların Çağı: Lightbox ile Mükemmel ve Erişilebilir Mücevherler

    De Beers'ın laboratuvarda yetiştirilen elmas markası: Lightbox, nişan yüzüğü satışlarına başladı. Daha öncesinde sentetik taşların önemli bir yere sahip olmadığını belirten şirket için bu atılım büyük bir değişim! 2018 yılında De Beers’ın bünyesinde kurulan Lightbox, "stres ve riskten uzak" bir alışveriş deneyimi vaad ediyor. İleri teknolojinin, laboratuvar ortamında üretilen elmasların kalitesini sağladığını belirten perakendecinin pazarlama sloganı dikkatleri çekiyor: "Çünkü harika kimya, harika kimyayı hak eder." De Beers tarafından Lightbox piyasaya sürüldüğünde, dönemin CEO'su Bruce Cleaver, laboratuvarda yetiştirilen pırlantaları "sonsuza kadar olmayabilir ama şu an için mükemmel" bir ürün olarak tanımlamış, "laboratuvarda yetiştirilen pırlantalarda gerçek bir duygusal değer olmadığını, çünkü benzersiz olmadıklarını" iddia etmiş ve taşların derecelendirme gerektirmediğini söylemişti. Yeni göreve gelen Lightbox İcra Kurulu Başkanı Antoine Borde, yaptığı açıklamaya göre şirket, kendi kendine satın almaya ve kişisel ifadeye yönelik tasarımlara odaklanıyor. Borde, "Markayı moda, özgürlük ve eğlence etrafında konumlandırmaya çalışıyoruz, bunun gerçekleştiğini görmek iyi bir dinamik," dedi. Lightbox kurulduğu günden bu yana nişan yüzüğü olarak takılabilecek laboratuvarda yetiştirilmiş taşlar satıyordu, ancak şirket kendi dağıtımının bir parçası olarak hiçbir zaman hazır nişan yüzüğü satmamıştı. Laboratuvarda yetiştirilen taşlar arenasına giderek daha fazla oyuncu girerken, De Beers ve Lightbox'un nişan kategorisine çok daha fazla ağırlık verdi. Şirketin web sitesi, tümü 5.000 $ veya daha düşük fiyatlı, ortalama 2.500 $ civarında seyreden 16 tektaş yüzükten oluşan sınırlı bir seri başlattı. Bu yüzükler bir ila iki karat arasında taşlarla sunuluyor ve çok sade altın bantlardan daha ayrıntılı stillerine kadar değişen ayarlarda, daha küçük pavé laboratuvarda yetiştirilmiş taşlarla birlikte geliyor. Borde yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Lightbox'ın laboratuvarda yetiştirilen pırlantalara şeffaflık getirme vaadinin bir parçası olarak, laboratuvarda yetiştirilen pırlanta nişan yüzüğü segmentinde tüketici tercihlerine yönelik küçük bir pazar içi test yürütüyoruz. Test boyunca Lightbox teklifi her zaman olduğu gibi tutarlı kalacaktır.’’ "Tüketicilerin laboratuvarda üretilen pırlanta nişan yüzüklerine olan ilgisini daha iyi anlamak ve Lightbox'ın sunduğu net bilgi ve erişilebilir fiyatların bu segmentte nasıl yankı bulduğunu daha iyi anlamak için testi şimdi gerçekleştiriyoruz. Test tamamlandığında, sonraki adımlara karar vermeden önce öğrendiklerimizi analiz edeceğiz." Bu ayın başlarında Lightbox, üretim süreçleri de dahil olmak üzere taşlarının karbon nötr sertifikalı olduğunu açıkladı. O zaman Borde şöyle demişti: "Biz doğal taşlarla laboratuvarda üretilen taşları karşılaştırmıyoruz. Pazarın geliştiğini görüyoruz çünkü tüketiciler laboratuvarda yetiştirilen taşlar konusunda daha eğitimli ve kalite ve ürünün doğası konusunda daha bilinçli. Lightbox, artık yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle üretilen yüksek kaliteli taşlar için çok rekabetçi ve şeffaf bir fiyatlandırma pozisyonuna sahip." Mücevher Dünyasında Yeni Bir Paradigma: Lightbox'un Şeffaf ve Cesur Atılımı Lightbox, laboratuvar ortamında üretilen elmaslarla mücevher sektöründe yenilikçi bir yaklaşım sunmayı hedefler. Şirket, düşük maliyetli ve laboratuvar yapımı elmaslarla takıları daha erişilebilir hale getirme amacıyla kurulmuştur. Lightbox, laboratuvar ortamında ürettiği renkli ve berrak elmaslarla çeşitli takılar sunmaktadır, özellikle nişan yüzükleri ve kolyeler gibi ürünler popülerdir. Şirket, laboratuvar ortamında elmas üretim sürecini kontrol ederek kalite ve fiyat konusunda şeffaflık sağlamaktadır. Lightbox'un mücevherleri, modern tasarımlara sahip, yenilikçi ve uygun fiyatlı seçenekler sunar. De Beers Group, dünya genelinde tanınmış bir elmas madenciliği şirketidir ve Lightbox'u laboratuvar üretimi elmaslarla mücevher sektöründeki büyüme ve değişimi desteklemek için kurmuştur.

  • Piaget, Possession Palace Décor Koleksiyonunun Yeni Üyelerini Tanıttı

    İsviçreli mücevher markası Piaget, kendine özgü tekniklerin kullanıldığı yeni Possession Palace Décor koleksiyonunu tanıttı. Piaget Possession mücevher koleksiyonu ilk kez görücüye çıkıyor. Bu sezon piyasaya sürülen Possession Palace Décor mücevher grubu, markanın en sevilen iki imzasını bir araya getiriyor: zarafet ve ince işçilik! İlk nesil Possession parçalarında gözlemlenen dönen bantlar, geçmişe saygı duruşunda bulunarak yeni koleksiyonun parçalarına empoze ediliyor. Merkezinde yer alan parlak kesim pırlantalar ve altın ayarı, ilk Possession koleksiyonuna gönderme yapan bir başka özelliktirdir. Piaget markasının özelliği olan Palace Décor, ilk kez 1960'larda ortaya çıkmıştır. İnce bir şekilde tekrar eden çizgi görünümünden esinlenen geleneksel guilloché, metali oymanın özel bir yoludur. Yeni Possession Palace Décor koleksiyonu, beyaz altından ve pembe altından tasarlanmış üçer yeni bilezik ve yüzük içeriyor.

  • Tiffany & Co. Rosie Huntington-Whiteley ile Blue Book 2023 Koleksiyonunu Tanıttı

    Tiffany & Co. Blue Book 2023: Out of the Blue koleksiyonunu tanıtmak amacıyla ünlü model Rosie Huntington-Whiteley ile işbirliği yaparak bu yıl iki aşamalı bir lansman gerçekleştirecek. Tiffany & Co. ailesine katılan ünlü İngiliz model Rosie Huntington-Whiteley, Tiffany'nin prestijli mücevher koleksiyonu Blue Book 2023: Out of the Blue'dan seçtiği parçalar ile objektifler karşısına geçerek Tiffany ile olan iş birliğini tüm dünyaya duyurdu. 20. yüzyılın ünlü Fransız mücevher tasarımcısı Jean Schlumberger'ın tutkusuyla bezeli olan koleksiyon, okyanusun büyülü dünyasını yansıtıyor. 2023 yılı boyunca iki aşamada sunulacak olan koleksiyon, çeşitli temalar aracılığıyla su yaşamını yaratıcı bir şekilde yansıtmayı amaçlıyor. Rosie Huntington-Whiteley, Tiffany & Co. ailesine katılmasıyla ilgili şunları söyledi: "Zengin bir geçmişe sahip böyle ikonik bir markayla birlikte çalışmak inanılmaz bir onur. Bu mirasın ve Tiffany & Co. ailesinin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum." Blue Book 2023: Out of the Blue koleksiyonu, genellikle nadir ve değerli taşlarla, yüksek kalitede el işçiliğiyle ve özgün tasarımlarla öne çıkar. Koleksiyon, zarif kolyeler, bilezikler, yüzükler, küpeler ve diğer mücevher parçalarını içerir. Her bir parça, yüksek kaliteli malzemelerin incelikli bir şekilde işlendiği ve muhteşem detayların ön plana çıktığı bir özgünlüğe sahiptir. Her yıl sınırlı sayıda üretilen bu özel koleksiyonlar, Tiffany & Co.'nun zengin geçmişinden ve lüks mücevher dünyasındaki itibarından ilham alır.

  • Blue Diamond Mağaza Yatırımları ve İletişim Faaliyetleriyle Büyümeye Devam Ediyor

    Sahip olduğu 155 mağazasıyla Türkiye’nin önemli pırlanta markalarından olan Blue Diamond, mağaza yatırımları ve iletişim faaliyetleriyle büyümeye devam ediyor. Reklamlarına 6 yıl önce başlayan marka, kesintisiz iletişim yapıyor. Blue Diamond, geçtiğimiz yıl marka yüzü olarak Meryem Uzerli ile çalışmaya başlamıştı. Geniş koleksiyonu ve avantajlı fiyatlarıyla mücevheri ulaşılabilir hale getiren marka, ürün kalitesi ve uygun fiyat politikası ile dikkat çekiyor. Blue Diamond hızla büyüyen bir marka çünkü hem müşterilerine hem de bayilerine çok kazandıran marka. Blue Diamond bayileri sektörün durgun olduğu zamanlarda bile hep kazandı. Blue Diamond yeni mağazalar açmaya devam edecek.

  • Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen Pırlanta Markası D Diamond, Yeni Mağaza Yatırımlarıyla Dikkat Çekiyor

    Pırlantalı mücevherin parlayan markası D Diamond’ın Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, D Diamond için 2023 yılı ve sonrasında hedefledikleri yol haritasını paylaştı. D Diamond’da Hedef %50 Büyüme ve 200 Mağaza Sayısına Ulaşmak Türkiye’nin en hızlı büyüyen pırlanta markası D Diamond’ın Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, şunları aktardı: “Uzun yıllardır pırlantalı mücevher sektöründe toptancı olarak faaliyet gösteren D Diamond, sahip olduğu bilgi birikimiyle 2019’dan bu yana perakende markası olarak öne çıkmaya başladı. Bugün için 60 şehirde 78’i mağaza olmak kaydıyla toplam 176 noktadan D Diamond mücevherlerine ulaşılabiliyor. D Diamond mücevherleri, Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük mücevher fabrikasında üretilerek tüketicilerle buluşuyor. Ürün yelpazesinde yüzüklerden kolyelere, bilekliklerden küpelere, elmaslardan setlere kadar yüzlerce farklı çeşit yer alıyor. Mücevherlerinde kullandığı pırlantaları kaynağından en iyi fiyatla tedarik ettiği için pırlantalı mücevher sektöründe çok avantajlı fiyatlar sunuyor. Geçen sene yüzde 100 büyüyen D Diamond’ın bu sene sonunda yüzde 50 büyümesini ön görüyoruz. Bunun için de mağaza yatırımlarına odaklanıyoruz. Haziran ve Temmuz’da Alanya ve Ayvalık’ta mağazalarımız açılıyor. Bugün için 60 şehirde yer alan D Diamond mağazalarının sayısını 200’e çıkarmayı hedefliyoruz. Franchising sistemi ile büyümeyi planlıyoruz.''

  • Zen Pırlanta Mağaza Yatırımlarına Son Hızla Devam Ediyor

    Türkiye’nin en büyük pırlanta perakendecisi Zen Pırlanta, yurt dışı yatırımlarına hızla devam ediyor. Türkiye’de 103 mağazası bulunan Zen Pırlanta’nın Amerika, Avrupa ve Orta Doğu’da toplam 37 mağazası bulunuyor. Markaya Yatırım Yapıyor, Yeni Mağazalar Açıyoruz Yurt dışı mağaza yatırımlarını değerlendiren Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, şunları dile getirdi: “Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük üretim kapasitesine sahibiz. Bu sayede farklı zevklere ve bütçelere hitap eden binlerce model üretiyoruz. Bu gücümüz sayesinde ihracatımızı daha da geliştiriyoruz. Markamıza yatırım çerçevesinde hem yurt içinde ve yurtdışında yeni mağazalar açıyoruz. Son altı ayda, beş yeni ülkede Fas, Israil, Slovakya, Kosova, Sırbistan’ta mağazalar açtık. Ayrıca Almanya’da 5. Mağazamızı Berlin’de açtık. Dünyanın en önemli iş ve finans merkezlerinden olan Londra, New Jersey ve Manthan’da da mağazamızın olması bizim için çok değerli…” dedi. Üretmeye ve Yatırıma Devam Edeceğiz “Uluslararası markalarla da önemli iş birliklerimiz var. Dünyaca ünlü pırlanta markası De Beers Forevermark’ın Türkiye’deki tek lisanslı mücevhercisiyiz” diyen Emil Güzeliş; “Dünyanın en güzel pırlantaları arasında yer alan De Beers Forevermark pırlantaları ile hazırlanan mücevherler Türkiye’de sadece Zen Pırlanta mağazalarında satışa sunuluyor. Üretmeye ve yatırımlarımıza devam edeceğiz, önceliğimizi kaliteli büyümek ve verimliliği korumak olarak belirledik” şeklinde değerlendirmede bulundu.

  • Dört Mevsimin Büyüsü: Gucci Allegoria

    "Gucci, "Allegoria" adını taşıyan yeni yüksek mücevher koleksiyonuyla doğanın sürekli dönüşebilirliğinin büyüleyici güzelliğine kusursuz bir övgü sunuyor. Bu eşsiz koleksiyon, dört mevsimin ilhamını taşıyor ve doğanın dönüştürücü yeteneğini mücevherlerle birleştiriyor. İtalyan moda evi Gucci, en yeni yüksek mücevher koleksiyonu "Gucci Allegoria" için dört mevsimden de farklı ilhamlar aldı. Doğanın dönüştürücü yeteneğini ve güzelliğini yansıtan koleksiyon, değerli taşlar ile tasarlanmış; küpe, kolye ve bilezik tasarımlarından oluşuyor. Her mevsimin ışıltısını yansıtan koleksiyon, ilk olarak baharın neşeli havasını ön plana çıkarıyor. Çiçekleri anımsatan cesur tonlar, her tasarımda gözler önüne serildi. Etrafını saran yıldız motifleri ve elmas bagetler ile hazırlanmış 226 karatlık muhteşem bir yeşil turmalinden tasarlanan kolye, koleksiyonun en dikkat çeken parçalarından yalnızca bir tanesi. 161 karatlık pembe turmalinin çok sayıda elmas katmanıyla çevrelendiği ve 88 karatlık 72 turmalinle süslenmiş zinciriyle tamamlanan kolye ise bir diğer dikkat çeken kolyeler arasında yer alıyor. Daha doygun tonlar ile yorumlanan bir diğer mevsim yaz, doğanın yaşam döngüsünde var olan patlamaları temsil ediyor. Zümrütler, spineller ve Paraiba turmalinleri Gucci'nin yaz mevsimine yaptığı çağrıyı yansıtıyor. Sarı safir, pembe turmalin ve mandalina lal taşı gibi taşlarla cisimleşen daha sıcak, yumuşak tonlar sonbahara taşınıyor. Kış mevsimi, baharın coşkulu ve neşeli enerjisine karşı sessizlikle karşılık vererek, döngüyü tamamlayan bir noktada yer alır. Opaller ve yanardöner elmaslar kış hissini ifade etse de, ince, kaleydoskopik renkli taşlar döngü yenilendiğinde baharın geri dönüşüne işaret ediyor. Gucci Allegoria, sıradan tasarımların ötesine geçerek, Avrupa kesimli taşlarıyla benzersiz bir cazibe ve vintage hava sunan, türünün tek örneğidir. Art deco dönemine övgü niteliğinde olan, uyumlu, canlı, lüks ve geometrik tasarım stiline sahip benzersiz kesimler, mücevher koleksiyonunda görülen öğeleri temsil eder.

  • Dior'un Büyüleyici Bahçeleri

    Dior, en yeni yüksek mücevher koleksiyonu "Les Jardins de la Couture"ü Como Gölü'nde düzenlediği özel bir davet ile tanıttı. İtalya’da bulunan Como Gölü’nde lansmanı gerçekleştirilen koleksiyon, Dior Joaillerie'nin kreatif direktörü Victoire de Castellane tarafından tasarlandı. Christian Dior'un büyüleyici bahçelerine saygı duruşunda bulunan koleksiyonun lansmanında,170 parça sunuldu. Christian Dior'un özel tasarımlara olan tutkusu, botaniğe olan düşkünlüğü ile birleştirildi ve ortaya birbirinden eşsiz parçalar çıktı. Dior Joaillerie'nin kreatif direktörü Victoire de Castellane, bu eşsiz parçalardan oluşan koleksiyonu, doğa ile Dior’un arasındaki etkileşimden yola çıkarak hazırladı. İtalya'nın en göz alıcı göl kıyısı Como Gölü'nde tanıtılan yeni koleksiyon, Christian Dior'un çocukluğunun geçtiği üç bahçeye (Granville, Milly-la-Forêt ve La Colle) atıfta bulunuyor. Saygı duruşu niteliğindeki yeni mücevherler; yemyeşil yapraklar, taç yaprakları ve çiçek motifleri ile bir araya geliyor. Somut formu ile büyüleyici bir etki yaratan parçalar, asimetrik yapılar ile tasarlandı. Çok yönlülük tüm koleksiyonun ana temasıdır - yüksek karatlı taşlar sökülüp broş olarak takılabilir, yüzükler birkaç parmağa takılabilirken altın boncuklu iplikler, özel tasarımlardan oluşan koleksiyonun en gösterişli parçalarıdır.

  • Cartier’den Naturalist Yaklaşım: Grain de Café

    Cartier, son koleksiyonu Grain de Café ile beklenmedik duygulara yöneliyor… Cartier'nin zanaatkârlığı ile kahve çekirdeklerinin ortak noktası nedir? Her ikisi de yaratıcı bir şekilde hacimlerin ustalığına dönüşme konusunda mutlak bir yeteneğe sahip. Cartier, natüralizmin hizmetinde, en sevilen motiflerinden biri olan ve ilk kez 1938 yılında Jeanne Toussaint'in yaratıcı yönetiminde ortaya çıkan kahve çekirdeğini yeniden piyasaya sürdü. Güç ve Yumuşaklık Arasında Bir Denge Kahve çekirdekleri, Cartier’in botanik türünü yeniliyor ve sarı altınla yeniden yaratılan bitki örtüsü sunuyor. Grain de Café koleksiyonu olarak adlandırılan zengin ve neşeli yapılar, farklı boyutlardan oluşan pırlantalarla süslendi. Tek veya çift kahve çekirdek motifleriyle tasarlanan koleksiyon; yüzük, kolye ve bilezik formlarından oluşuyor. Cartier ile eş anlamlı olan stil ve bağımsız ruhu harekete geçiren Grain de Café koleksiyonu, araştırma, hareket, hacim ustalığı ve altın işçiliğini birbirine bağlayarak hayat buluyor. Her bir çekirdeğin eğlenceli zarafet ritmiyle hareket etmesine izin veren Cartier'nin zanaatkârları, çekirdeklerin siyah rengini, bir ışık feneri olan altına dönüştürdü ve onları büyüleyici olduğu kadar karmaşık hacim kompozisyonlarıyla şekillendirdi. Bu canlı kreasyonlar, Cartier’in güzelliği beklenmedik şeylerde, yani bir kahve çekirdeğinin sadeliğinde görme yeteneğini ortaya koyuyor. "Grain de Café, altını yüceltmek ve ruhla dolu akustik bir koleksiyon yaratmak için ışık, yüzeyler ve hacimle oynayarak yeni bir değerlilik sunuyor." Mücevher Kreatif Direktörü Marie-Laure Cérède Grain de Café koleksiyonu, şu anda sadece Orta Doğu, Fransa, İngiltere, ABD ve Çin'de satışa sunulmuştur.

bottom of page