top of page

LİDERLERİN GELECEK ÖNGÖRÜLERİ


İMAM ALTINBAŞ:

DEĞİŞİME AYAK UYDURAN DEĞİL, DEĞİŞİMİ YÖNETEN BİR ANLAYIŞA SAHİBİZ

TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı ve Altınbaş Mücevherat Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş sektörün gelişim süreci ve gelecek öngörülerini Altın Dünyası ile paylaştı. Değişime ayak uyduran değil sektörel değişimi yöneten bir anlayışa sahip olduklarını belirten Altınbaş, sektörün geleceğinin tasarım ve markalaşma çalışmaları ile inşaa edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Sektörün çok hızlı bir büyüme yaşadığı, özellikle 1985 – 2000 yılları arasındaki süreci nasıl değerlendirirsiniz?

Özellikle Türk Parası’nın Değerini Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrasında Türk Kuyumculuk ve Mücevherat Sektörü çok ciddi bir büyüme evresine girdi. Bu dönemde sektörümüzdeki önemli markaların temelleri atıldı. Seksenli yılların sonuna doğru sektörümüzde yüksek kapasiteye sahip büyük ölçekli fabrikalar faaliyete başladı. 2000’li yılların başına kadar olan dönemde sektör üretimi, mevcut talebi karşılamakta zorlandı. Bu dönem kuyumculuk ve mücevherat sektörünün altın yılları olarak tarihe geçti. Altınbaş Mücevherat olarak söz konusu dönemde her sene çok yüksek oranda büyüme oranları ile faaliyetlerimize devam ettik. Sektörün bu dönemi oldukça iyi değerlendirdiğini, gerekli yatırımları yaparak dünya ölçeğinde rekabetçi bir konuma geldiğini söyleyebiliriz. O dönemde temelleri atılan firmalar şu anda sadece Türkiye’nin değil alanında dünyanın önde gelen firmaları arasında yer alıyor.

2000’li yılların başından itibaren hissedilmeye başlayan yavaşlamanın sebepleri nelerdir? Sizce iktisat biliminin yasaları devreye girdi ve arz ve talep dengelenerek karlar olması gereken düzeye mi geriledi, yoksa kuyumculuk ve mücevherat sektörü bir şeyleri yanlış mı yaptı?

İktisat biliminin yasaları gereği belli bir süreçte pazarın arz ve talebi bir noktada dengelenir. 1980 – 2000 arasında sektörün üretim cephesi mevcut talebi karşılamakta zorlandı. Doğal olarak da sektör, arzı arttırabilmek için sürekli büyüdü. Mevcut firmalar kapasitelerini arttırırken, yeni üretici firmalar da kurulmaya başladı. Sektörün arz cephesindeki büyüme hızının, talebin artış hızından yüksek olduğu bu dönemi iyi analiz etmek gerekir. Bu dönemde büyümenin asıl odağı sadece kapasite artışı olarak görülürken, markalaşma ve mağazalaşmaya gereken önem verilmedi. Biz bu dönemde yaşanan kapasite artışının önümüzdeki dönemde, düşük karlar, artan rekabet, karsızlık baskısı gibi sorunları getireceğini önceden gördük ve markalaşma ve mağazalaşma ile ilgili adımlarımızı atmaya başladık. 1999 yılında İstanbul Sultanahmet’te açtığımız mağazamız ile Türkiye’nin ilk zincir mücevher mağazacılığı sisteminin temellerini attık. O günden bu yana sürdürdüğümüz markalaşma çalışmaları neticesinde dünyanın önemli mücevher zincir mağazalarından birisi haline geldik.

Sektörün günümüzdeki durumunu iç ve dış pazarlar açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Rusya, Irak, Suriye, Kuzey Afrika gibi önemli ihraç pazarlarımızda yaşanan istikrasızlığın, tüm sektörler gibisektörümüzü de son derece olumsuz etkilediği ortada. Ancak çok kısa dönemde olmasa da orta ve uzun vadede bu pazarlar ile gerçekleştirdiğimiz ticaretin normalleşeceğini öngörüyoruz. Bu dönemde ihracatçılarımızın Pazar farklılaştırma stratejisine yönelmelerinde fayda var.

Sizce kuyumculuk sektöründe değerlendirilebilecek fırsatlar mevcut mu? Bu fırsatları değerlendirebilmek için günümüz pazar koşullarını nasıl okumak gerekiyor?

Günümüzde tüketici paradigmasını iyi okumak gerektiğini düşünüyorum. Pazarların yapısını değiştiren en önemli faktör, müşterilerin anlayışları ve beklentilerinde meydana gelen değişimdir. Her şirketin, müşteriyi şirket merkezinde koyarak stratejiler üretmesinin zorunlu olduğu bir dönemdeyiz. Müşterisini iyi anlayamayan bir yapının, karlı, istikrarlı ve sürdürülebilir bir faaliyet ortaya koyması düşünülemez. Günümüzde yüksek katma değerli çalışmalar yapmak için tasarım ve markalaşma son derece önemli. Birbirinin aynısı ürün ve hizmetlerin var olduğu bir pazarda kar elde etmek mümkün değildir. Kısacası, müşterinin var olduğu pazarda her zaman fırsatlar vardır. Önemli olan müşterilerde yaşanan değişimi iyi analiz etmek ve şirketinizdeki değişim sürecini buna göre yönetmektir.

Önümüzdeki 5 ve 10 yıllık dönemde pazarda yaşanmasını öngördüğünüz değişiklikler nelerdir? Gelecekte sektörde neler değişecek?

Önümüzdeki dönemde organize mücevher mağazacılığının daha da gelişeceğini öngörüyoruz. Dünyaya baktığımızda sürecin bu şekilde gerçekleştirdiğini görebiliriz. ABD, Avrupa ve Uzak Doğu’da yüzlerce hatta binlerce mağazaya sahip zincirlerin başarılı bir şekilde büyüdüklerini görüyoruz. Ürün grupları açısından da şu değerlendirme yapılabilir. Altın grubundaki ürünler pazarda yoğun olarak yatırım aracı olarak talep ediliyor. Pırlantalı mücevher talebi de her geçen gün artıyor. Artık kadınlar mücevheri yatırım aracı olarak değil, zarafetlerini tamamlayan bir unsur olarak görüyor. Tasarımın ön plana çıktığı, marka değeri yüksek ve yüksek katma değerli ürünler pazarda ön plana çıkıyor ve çıkmaya da devam edecek.

Firmanızın bu değişimi yönetme noktasındaki stratejisi ve eylem planı nedir?

pazarda yaşanan değişimi gördük ve 1999 yılından itibaren de organize mücevher mağazacılığı ile ilgili çalışmalara başladık. Markalaşma ve tasarım üzerine strateji kurguladık. Yaşanan 17 yıllık süreçte organize mağazacılık ile ilgili öneli tecrübeler elde ettik. Önümüzdeki dönemde de bu tecrübe temelinde geleceği kurgulayacağız.

 

Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Atayık:

Sektörün geleceğini birlikte inşaa etmeliyiz

Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Atayık ihraç pazarlarında yaşanan daralmanın konjonktürel olduğunu, özellikle Orta Doğu’da yaşanan sorunların çözümü ile birlikte dış pazarlarda istikrarın tekrar sağlanacağını belirtti. Sektörel kurumların birlikte hareket ederek sektörün geleceğine ilişkin kararlar alınmasının önemine vurgu yapan Atayık görüşlerini Altın Dünyası ile paylaştı.

Sektörün çok hızlı bir büyüme yaşadığı, özellikle 1985 – 2000 yılları arasındaki süreci nasıl değerlendirirsiniz?

Belirttiğiniz gibi sektörün çok hızlı büyüdüğü bir dönem yaşandı. 2000’li yılların başına kadar süren bu dönemde yurtiçi ve yurtdışı pazarda sektörümüz hızla gelişti. Tabi o dönemde tüketici talebi de çok fazlaydı. Bunda altın fiyatlarının düşük olması çok önemli bir faktördü.

2000’li yılların başından itibaren hissedilmeye başlayan yavaşlamanın sebepleri nelerdir? Sizce iktisat biliminin yasaları devreye girdi ve arz ve talep dengelenerek karlar olması gereken düzeye mi geriledi, yoksa kuyumculuk ve mücevherat sektörü bir şeyleri yanlış mı yaptı?

Altın fiyatlarındaki yükselme önemli bir faktör. Ben şahsen altın fiyatlarının 80’li ya da 90’lı yıllardaki gibi 300 Usd/Ons’a gerileyeceğini düşünmüyorum. Tabi altına alternatif ürünler de çok gelişti. Cep telefonu, yurtdışı tatili, çanta ve ayakkabı kadınlar için cazip hale geldi. Tabi ki mücevherler hiçbir zaman cazibesini yitirmez ama alternatif ürünlerin de talebinin yükseldiğini görmezden gelemeyiz. Bu konuda sektörel tanıtım kampanyalarının yapılması gereklidir.

Sektörün günümüzdeki durumunu iç ve dış pazarlar açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

İç pazarda seçim sonrasında istikrar sağlandı. Ekonominin daha da iyi olacağını düşünüyorum. Dış piyasalarda ise nisbeten bizden bağımsız gelişen faktörler var. Örneğin Rusya. İlk etapta petrol fiyatlarının hızlı düşüşü bu ülkeye ihracatımızı etkiledi. Sonrasında yaşanan Suriye krizi ile ticaret sıfır noktasına indi. Petrol fiyatlarının düşüşü Orta Doğu ülkelerinin de performansını etkiledi. Ancak bunlar geçici. Orta ve uzun vadede pazarların normalleşeceğini düşünüyorum.

Sizce kuyumculuk sektöründe değerlendirilebilecek fırsatlar mevcut mu? Bu fırsatları değerlendirebilmek için günümüz pazar koşullarını nasıl okumak gerekiyor?

Mücevherler her zaman kadınlar için cazibesini koruyacak. Bu böyle oldukça sektörde fırsatlar bitmez. Ama tabi tüketici talebini de doğru yönetmemiz gerekiyor. Burada sektörel kurumlara da önemli görevler düşüyor. Sadece tüketici algısının yönetilmesi değil, hemen hemen her konuda sektörel kurumların birlikte hareket etmesi son derece önemli. Birlikte hareket etmediğimiz için pazarda oluşan fırsatları iyi değerlendiremediğimiz gibi, pazarda yaşana değişimin belli ölçüde sektörümüze zarar vermesinin de önüne geçemeyebiliyoruz.

Önümüzdeki 5 ve 10 yıllık dönemde pazarda yaşanmasını öngördüğünüz değişiklikler nelerdir? Gelecekte sektörde neler değişecek?

Sektör sanayileşme ile büyüdü. Bu bütün dünyada böyle oldu. Ancak önümüzdeki yıllarda tasarım ve markalaşma sektöre damga vuracak. Çünkü artık İtalya’da da Hong Kong’da da aynı ürün aynı kaliteyle üretilebiliyor. Ürünler birbirinin aynısı. Örneğin Hong Kong fuarında yıllardır aynı ürünleri görüyoruz. Ancak bu böyle devam etmeyecek. Tasarımda farklılaşanlar öne çıkacak.

 

İSA ÇİFTÇİ:

DEĞİŞEBİLME YETENEĞİ REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ OLDU

Sektörün önemli ihracatçılarından Hemera Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı İsa Çiftçi global pazarlarda yaşanan dalgalanmalara vurgu yaptı. Orta Doğu’da yaşanan gerginlik, Rusya Ekonomisinde yaşanan durgunluk ve bu ülke ile yaşanan siyasi problemler, Uzak Doğu ekonomisinde yaşanan yavaşlama gibi problemlerin orta vadede ortadan kalkacağını belirten İsa Çiftçi sektörde önümüzdeki dönem gerçekleşeceğini öngördüğü senaryolar ile ilgili önemli noktaların altını çizdi.

Rekabet global yaşanacak

“Artık sınırlar neredeyse kalktı. Hemen hemen her türlü bilgiye her an ulaşabiliyorsunuz. Üretim sırrı da dahil. Artık sadece know-howunuzla büyüyeceğiniz dönemler geride kaldı. Tasarımda, teknolojide ve markalaşmada önemli çalışmalar ortaya koymanız gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda Türk kuyumculuk ve mücevherat sektöründeki pek çok firmayı gelecekte zor yıllar bekliyor. Bunu katıldığımız çok sayıdaki uluslararası fuarlarda yaptığım gözlemlere göre söylüyorum.

Sektörün düşünce yapısını çağın koşullarına göre güncellemesi gerekiyor. Hala fiyat rekabetine dayalı bir ticaret anlayışı hakim. Pek çok üretici daha ucuza ürün satarak başarıya ulaşacağı yanılgısında. Oysa karları sıfır noktasına kadar düşüren bir fiyat rekabeti sektörün sonunu hazırlar. Ürünlerimizde, hizmetlerimizde, hazırladığımız koleksiyonlarda en yüksek standardı hedeflemeli ve sürekli kendimizi geliştirmeliyiz.

Pazarlardaki istikrarsızlık normale dönecektir

Sektörün ihraç pazarlarında problemler olduğu ortada. Örneğin bizim önemli pazarlarımızdan biri olan Rusya ile ticaret 2 açıdan olumsuz etkilendi. İlk olarak Rus ekonomisinde yaşanan gerileme bu ülkenin alım gücünü etkiledi. Rusya’da ciddi oranda bir devalüasyon söz konusu. Bu durum biz de dahil dünyanın pek çok ülkesinden Rusya’ya ihracat yapan firmayı etkiledi. Suriye’de yaşanan gergin ortam sebebiyle yaşanan Rusya krizi ile birlikte bu ülkeyle ticaret daha da çıkmaza girdi. Diğer bir önemli Pazar olan Orta Doğu’da durum zaten ortada. Ancak geçmiş tecrübelerimizden hareketle bu durumun uzun dönemde devam etmeyeceğini ve Rusya ve Orta Doğu ile ilişkilerin normalleşeceğini öngörüyoruz.

Hazır olmalıyız

Tabi önemli pazarlarımızda sıkıntılar var diye işlerin açılmasını beklemek de doğru değil. Biz Hemera olarak bu dönemde yönümüzü çok farklı ülkelere çevirdik. Farklı ülkelerin talebine uygun ürünlerle çok daha fazla pazara hitab eden bir durumdayız. Rusya ve Orta Doğu’dan kaynaklı ciro kayıplarını farklı pazarlardaki çalışmalarımızla telafi ettik.

Buradan dersler çıkarmalıyız

Burada üzerinde durmamız gereken nokta artık pazarların çok dinamik olduğu ve sektörlerin esnek olması gerektiğidir. Değişime ayak uydurabilme yeteneği geliştirmeliyiz. Önümüzdeki dönemde bu yeteneğe sahip olan firmalar ayakta kalacaklar.”

 

İSMET NACİ KURTULAN:

Gerçeği görmezden gelmeyelim

Kurtulan Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Naci Kurtulan sektörle ilgili değerlendirmelerini ve gelecekle ilgili öngörülerini paylaştı. Üretim teknolojileri, ürünler ve hizmetlerin birbirinin aynısı olduğu pazar koşullarında fark yaratarak rekabet üstünlüğü sağlamanın tasarım ve markalaşmaktan geçtiğini belirten Kurtulan, Türk Kuyumculuk ve Mücevherat Sektörü’nün bu anlamda bir dönüşüm stratejisine ihtiyacı olduğunun altını çizdi.

Yalnızca Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünü değil dünyanın dört bir yanındaki pazarları yakından takip eden Kurtulan Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Naci Kurtulan sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Artık hemen hemen her ülkenin üretim teknolojisine ve üretim sırlarına sahip olduğuna işaret eden Kurtulan tasarım ve markalaşma alanlarının önem kazanacağını söyledi. Kutulan değerlendirmesine şu şekilde devam etti;

‘’Sektörün geçmişine çok takılmamamız lazım. Dün geçmiştir. Biz ileriye bakalım. Eskiden yapılmış hazin hatalar var. Tabi ki hatalarımızdan çıkarmamız gereken dersler var. Ama geçmişte kalmak bize bir şey kazandırmaz.

Özgün tasarım ve markalaşmaya önem vermezsek sektörde maksimum 5 sene sonra çok önemli değişikliklerin yaşanacağını, çok fazla firmanın eleneceğini düşünüyorum. Karamsar bir tablo çizmek istemiyorum ama böyle bir olgu varken de gerçeği görmemezlik etmeyelim. Pırlantalı ürünlerde artık eskisi kadar katma değer üretemeyeceğimiz ortada. Bundan sonra özgün tasarım ve markalaşmaya yoğunlaşmalıyız. Bu gelişmiş ülkelerin işine yarayacak. Artık gelişen teknoloji sayesinde Amerika Birleşik Devletleri’nde üretim artmaya başladı. Çünkü artık CNC tezgahları, yazılımlar vb teknolojilere ulaşmak çok kolay.

Ben hep bu ve benzer durumlarda tabelacı örneğini veririm. Bir dükkanı açardınız, tabelacıya yalvarırdınız tabelanızı yapsın diye. Çünkü tabela eskiden elle çizilirdi. Bunların çoğu ressam niteliğinde sanatkar insanlardı. Şimdi 18 yaşındaki bir stajyer dahi bilgisayarın başında o ustanın yaptığının çok daha iyisini 5 dakikada hazırlayabiliyor. Tabelanız 15 dakikada hazır. Ustalar bitti.

Tasarıma yatırım yapmamız gerekiyor

Teknoloji yatırımı zaten yapmamız lazım. Ancak asıl mühim olan tasarıma yatırım yapmamız. Artık üretim kolaylaştı, üretim sırrı diye bir şey kalmadı. Eskiden insanlar know-how’unu vermezlerdi. Ama şu anda gelişmiş ülkeler işçilikle para kazanamadıkları için know-how’larını satıyorlar.

Tasarım yapan programlar lego gibi. Makine çizimi olan parçalar birbirine çok benziyorlar. Siz legodan gemi dahi yapabilirsiniz. Ancak sadece yazılım ve CNC makinelerinin becerilerine odaklı tasarımlarla bir yere varamazsınız. Özgün tasarım şart. Kore’de işçilik fiyatları çok yüksek ve iyi montür satıyorlar. Hem tasarıma önem veriyorlar hem de teknoloji yatırımına. Bugün Türkiye’de Koreli tasarımcılar çalışıyor. Bu model üzerinde düşünmek gerekiyor.

Avrupa tekrar sahneye çıkacak

Ben önümüzdeki döneme İtalya’dan ciddi bir atak bekliyorum. Çok ciddi tasarım ve teknoloji altyapıları var. Değişen pazarda yine ciddi derecede rekabet avantajı sağlayacaklarını düşünüyorum. İtalya dünyanın üçüncü en borçlu ülkesi. Bunu atlattıkları zaman tekrar ön plana çıkacaklar. Fransa, Almanya gibi ülkeler de öne çıkabilirler. Çünkü artık ucuz işçilik önemini kaybetmeye başlıyor. Bu daha da ucuzlayacak.

Tasarım ve teknolojide bir şeyler yapmak, trenin son vagonunu yakalamak zorundayız. Sektörün geleceği tasarım ve markalaşmadır. Tasarım ve markalaşma konusunda fark yaratabilmemiz için de geçmiş tecrübelerimiz üzerine çok şey koymalı hatta belki de düşünce yapılarımızı tamamen değiştirmeliyiz. Türkiye ancak tasarım ve markalaşma anlamında bir devrim yaşarsa gelecek yıllarda dünyada önemli ülkelerden biri olur.

 

EMİL GÜZELİŞ:

PERAKENDE SEKTÖRÜ BÜYÜRKEN MAĞAZA SAYISI AZALACAK

Türkiye’de sektörel gelişimi hızlandıran en önemli etkenin aile gelirlerinin artması olduğunu söyleyen Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, kuyumculuk sektörünün her geçen gün genişleyen lüks tüketim pastasından az pay almasını, etkili reklam ve tanıtımın olmamasına bağladı.

Sektörün çok hızlı bir büyüme yaşadığı, özellikle 1985 – 2000 yılları arasındaki süreci nasıl değerlendirirsiniz? Altının çizilmesi gereken durumlar ve o dönemden aklınızda kalan bizimle paylaşabileceğiniz çarpıcı örnekler nelerdir?

1985-2000 yılları arasında sektörün büyümesinin, işlerimizin artmasının ana sebebi Türkiye’nin zenginleşmesi, aile gelirlerinin artmasıdır. Aile gelirlerinin artmasıyla sektörümüzden yapılan alışverişlere ayrılan bütçe de arttı.

2000’li yılların başından itibaren hissedilmeye başlayan yavaşlamanın sebepleri nelerdir? Sizce iktisat biliminin yasaları devreye girdi ve arz ve talep dengelenerek karlar olması gereken düzeye mi geriledi, yoksa kuyumculuk ve mücevherat sektörü bir şeyleri yanlış mı yaptı?

2000’li yıllardan itibaren teknoloji, tatil, araba ve ev satın almaları sektörümüzün ciddi rakipleri oldu. Aile bütçelerinden bu rakiplere ayrılan bütçeler artmaya başladı. Bu sırada sektörümüz hiç reklam yapmadı ve yavaş yavaş müşteri kaybetmeye başladı. Aile bütçesi artsa bile, kuyum için yapılan harcamaların oranı düştü.

Sektörün günümüzdeki durumunu iç ve dış pazarlar açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kuyum ve mücevher sektörü dünyada da yavaş büyüyor. Büyüme hızımız rakibimiz olan teknoloji, tatil gibi sektörlerin büyüme hızının çok gerisinde. Etkili reklamlarla sektörü güçlendirmeliyiz. Gelişmiş ülkelerde markalar var ve reklam veriyorlar. Türkiye’de ise marka az ve reklama ayrılan bütçe de kısıtlı, mutlaka artması gerekiyor.

Sizce kuyumculuk sektöründe değerlendirilebilecek fırsatlar mevcut mu? Bu fırsatları değerlendirebilmek için günümüz pazar koşullarını nasıl okumak gerekiyor?

Her zaman fırsatlar var. En fırsatın da “doğru ürün” ve “doğru fiyat” ta olduğunu düşünüyorum. Bizim sektörümüzde henüz çok güçlü olmasa da interneti unutmamak gerekiyor. İnternetten alışverişlerin giderek artacağını düşünüyorum.

Önümüzdeki 5 ve 10 yıllık dönemde pazarda yaşanmasını öngördüğünüz değişiklikler nelerdir? Gelecekte sektörde neler değişecek?

İşini iyi yapmayan firmaların 10 yıl sonra var olmayacağını düşünüyorum. Perakende sektörü büyüyecek ama mağaza sayıları azalacak, kar oranlarının düşeceğini tahmin ediyorum.

Firmanızın bu değişimi yönetme noktasındaki stratejisi ve eylem planı nedir?

Mağaza adeti olarak büyümek yerine mağazalardaki işlerimizi arttırmak için çalışıyoruz. Mağaza verimliliğini arttırmayı planlıyoruz. Başta televizyon olmak üzere 12 ay boyunca hiç durmadan reklam vermeye devam edeceğiz. Sektördeki diğer markaları da bu yola davet ediyorum. Amacımız Türk ailelerindeki mücevher kutularını arttırmak olmalı.

 

AHMET EMİN AHLATÇI:

GÜNÜMÜZ TERCİHLERİNİ TASARIM VE İNOVASYON BELİRLİYOR

Uzun yıllardır özellikle bilezik kategorisinde sahip olduğu yüksek pazar payı ile bileziğin Anadolu’daki lideri haline gelen Ahlatçı Grup, Türk insanın tasarruf tercihlerinin değişmesine bağlı olarak, özellikle bilezik kategorisinde, yaşanan değişimi değerlendirdi ve gelecek öngörülerini Altın Dünyası ile paylaştı.

Sektörün çok hızlı bir büyüme yaşadığı, özellikle 1985 – 2000 yılları arasındaki süreci nasıl değerlendirirsiniz? Altının çizilmesi gereken durumlar ve o dönemden aklınızda kalan bizimle paylaşabileceğiniz çarpıcı örnekler nelerdir?

Kuyumculukta üretim sektörü, özellikle 1995 yılından sonra yeni bir yapılanma süreci geçirdi. Zaten altına yatırım yapmaya düşkün olan halkımızın karşısına farklı ayarlarda, değişik ürün yelpazeleriyle çıkılması ve o dönemde altın fiyatlarının da reel olarak düşük seyretmesi ile beraber 1985-2000 yılları arasını, kuyumculuk sektörünün altın yılları olarak değerlendirebiliriz.

Yatırım araçları çeşitliliğinin az olması ve insanlarımızın güvenilir bir yatırım aracı olarak altını tercih etmeleri ve diğer yatırım araçlarına itibar etmemesinden dolayı altın sektörü çok hızlı bir büyüme içerisindeydi. Ayrıca yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın gelirleri bugüne göre çok yüksek olduğundan, tatil döneminde çok yüklü altın alımları yapıyorlardı.

Örnek olarak bir gurbetçi müşterimiz, kızına kolye almak için gelmişti. Çeşitlerimize bakarken; hanımına bilezik, set, kolye, kendisine künye ve zincir derken 2,5-3 kg altın aldı. O zamanlar alışveriş 5-10 gram değil, genelde 500-600 gram civarında oluyordu.

2000’li yılların başından itibaren hissedilmeye başlayan yavaşlamanın sebepleri nelerdir? Sizce iktisat biliminin yasaları devreye girdi ve arz ve talep dengelenerek karlar olması gereken düzeye mi geriledi, yoksa kuyumculuk ve mücevherat sektörü bir şeyleri yanlış mı yaptı?

Halkımızda 2000 yılından önce birikim yapmak ön plandaydı. Fakat son yıllarda lüks tüketim ön plana çıkmaya başladı. Ayrıca kredi faiz oranlarının düşmesiyle araba ve ev yatırımları ön plana çıktı. Yani insanların yatırım mantıkları değişti. Dolayısı ile tasarrufa yönlendirilen para azalınca ve tabi bu arada altın fiyatlarının hızlı yükseliş yapmasının da etkisiyle, altın ürünleri lüks takılar olarak görülmeye başlandı. Hatta bu dönemde insanlar yıllardır biriktirdikleri altınları bozdurup diğer yatırımlarında ve harcamalarında kullanmıştır.

 

“TASARIM ÇEŞİTLİLİĞİ ARTARKEN KAR ORANLARI AZALIYOR”

 

Sektörün günümüzdeki durumunu iç ve dış pazarlar açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Altın fiyatlarının çok yüksek olmasından dolayı piyasa daralmaya başladı ve tam bir rekabet ortamına girdi. Tasarımlar ve üretilen çeşitler her gün yenileniyor, fakat kar oranı da günden güne azalıyor. Bunda da rekabetin çok yoğun olmasının payı var.

Altın fiyatlarının yüksek olmasından dolayı çeşitler 14 ayar ve daha düşük ayarlarda yoğunlaşıyor. Her ne kadar iç pazarda alışkanlıklardan ötürü altın hala tasarruf aracı olarak görülse de, tasarım ve inovasyon günümüzde tercihleri belirliyor.

Sizce kuyumculuk sektöründe değerlendirilebilecek fırsatlar mevcut mu? Bu fırsatları

değerlendirebilmek için günümüz pazar koşullarını nasıl okumak gerekiyor?

Kuyumculuk sektöründe şu an daha ziyade kıymetli taş üzerine yeni çeşit ve uygun fiyatlı ürünlere yoğunlaşmak gerekir. 14 ayar fantezi diye tabir ettiğimiz çeşitler ve pırlanta çeşitlerinde sektörde fırsatlar olduğunu düşünüyoruz.

Önümüzdeki 5 ve 10 yıllık dönemde pazarda yaşanmasını öngördüğünüz değişiklikler nelerdir? Gelecekte sektörde neler değişecek?

22 ayar ürünlerin yerine daha ziyade 14 ayar hafif ve taşlı modeller, pırlanta ve taşlı modellerin ön planda olduğu bir döneme geçiyoruz. Bilezik türünde ürünlerin piyasada yavaş yavaş azalacağını düşünüyoruz.

Firmanızın bu değişimi yönetme noktasındaki stratejisi ve eylem planı nedir?

Beklenilen bu değişime göre biz de ürün çeşitliliğimizi arttırıyoruz. Piyasanın talebi doğrultusunda daha hafif, tasarımı ön planda tutan farklı ayar ve renklerde ürünleri de artık Ahlatcı bünyesinde görebileceksiniz. İş planlamalarımız ve yapılanmalarımızı piyasanın yeni koşullarına uygun hale getirecek yönde çalışıyoruz.

Size göre sektörün bu değişimi yönetme noktasındaki stratejisi ne olmalıdır?

Sektördeki firmaların sürekli olarak piyasaları ve sektörle ilgili teknolojik gelişimleri takip ederek, kendilerini yeni piyasa şartlarına hazırlamaları gerekiyor. Çünkü çok hızlı ilerliyoruz, yavaşlamaya ya da beklemeye zaman yok. Sistem geride kalanlara acımıyor.

Ekran Resmi 2022-10-23 20.29.04.png

KUYUMCULUK SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER E-POSTA ADRESİNİZE GELSİN

ALTIN DUNYASI HAFTALIK MAILING LİSTESİNE KAYIT OLUN

KUYUMCULUK SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER E-POSTA ADRESİNİZE GELSİN

ALTIN DUNYASI HAFTALIK MAILING LİSTESİNE KAYIT OLUN

bottom of page