LEVİN KUYUMCULUK’TA UMUTSUZLUĞA VE KARAMSARLIĞA YER YOK
Sektörümüzün köklü markalarından biri olan, çok farklı takı gruplarını başarıyla üreten Levin Kuyumculuk; yılın ikinci yarısından oldukça ümitli. En son teknoloji eşliğinde İVP’de üretimine devam eden, yeni tasarımlara bol bol ürün portföyünde yer ayıran Levin Kuyumculuk; şimdiden İstanbul Jewellery Show Ekim ayağına sıkı bir şekilde hazırlanıyor.
1986 yılında temelleri atılan ve bu yıl itibariyle 30’uncu yılına, son yıllardaki yeni ismi Levin Kuyumculuk ile devam eden deneyimli kuyum ustası İsrafil Güner; her şeyin çok daha iyi olacağını, ülke çapında yaşanan hain girişimin, milli birlik ve beraberlik ruhunu daha da körüklediğini söyledi.
2016 yılında kuyum alışverişinde hem iç piyasada hem de dış piyasada ciddi bir daralma yaşandığını kaydeden İsrafil Güner; “Rakamlara baktığımızda bu durumun normal olduğunu görüyoruz. 6 ay içinde altın fiyatları %30 arttı. Aynı oranda halkın alım gücünün yükselmediğini düşünürseniz, geçmiş dönemlere göre takı alışverişinin kan kaybetmesi gayet doğaldır. Bir de hain darbe girişiminin ekonomik olmasa da psikolojik ticareti yavaşlatan bir etkisi oldu. Tüm bu engelleri aşacağız. Levin Kuyumculuğun B planı bulunmuyor. Tüm kadromuz, aynı çalışma disiplinimiz ve yenilikçi yaklaşımımızla bizim için her şey aynı” diye konuştu.
Kuyumculuk tarihinde bu kadar kısa bir zaman içinde altın fiyatlarının bu ölçüde fahiş yükselişini hatırlamadığını belirten Güner; sözlerini şöyle sürdürdü:
“Altın fiyatlarının yükselişi karşısında biz üreticiler zaten son yıllarda en hafif ürünlerle piyasada yer alıyorduk. Uzun yıllardır işçilik fiyatlarımız değişmedi. Geçmiş dönemlere göre satışlarımızda sektörün geneli itibariyle en az %30 gerileme gözlemliyoruz. Bu durum ilelebet böyle gitmeyecektir. Yılın ikinci yarısından daha fazla ümitliyiz. Düğünlerin arttığı bu dönemde, altın takı alışverişinde bir artış kaçınılmaz olacaktır. Şu anda ticaret, kuyum alışverişi biz sektör mensuplarının dahi ikinci üçüncü öncelik sırasına inmiştir. Üstünde yaşadığımız bu kutsal toprakların üstünde gözü olan alçakların kirli emellerini, halkımız ve devletimizin basiretli yöneticilerinin, akıl dolu kararlı duruşu bozmuştur. Biz ticarette bugün kazanmayız yarın kazanırız. Ama ülkemiz, Cumhuriyetimiz ve kıymetli bayrağımız hayatımızda olmazsa, hiçbir şeyin anlamı olmaz. Gazi Mustafa Kemal’in değerli vecizelerinden birini hatırlatmak isterim: “Milletimiz çok büyüktür hiç korkmayalım. O esaret ve aşağılığı kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine “Ey millet, sen esaret ve aşağılığı kabul eder misin?” diye sormak lazımdır.”
