top of page

Arama Sonuçları

"" için 967 öge bulundu

  • İSTANBUL DÜNYA’YI AĞIRLAYACAK

    Dünya mücevher endüstrisi fuar takviminin en önemli organizasyonlarından biri haline gelen İstanbul Jewellery Show 15 – 18 Ekim 2015 tarihleri arasında Türkiye’gerçekleştirilecek. Özellikle vergi düzenlemesi sonrasında sektörün dikkatlerini üzerine çeken fuarda, dünyanın dört bir yanından binlerce endüstri profesyoneli bir araya gelecek. Vicenza ve Hong Kong’dan sonra bir diğer önemli fuar da İstanbul da gerçekleştirilecek. Dünya mücevher endüstrisi fuar takviminin en önemli organizasyonlardan biri olarak kabul edilen İstanbul Jewellery Show 15-18 Ekim 2015 tarihleri arasında CNR Expo Center’da düzenlenecek. 2014 yılında gerçekleştirilen fuarda 26 ülkeden 800’den fazla katılımcı firma, 107 ülkeden 15.000 ziyaretçiyi ağırlamıştı. Iran, Russia, Iraq, Lebanon, Algeria, Greece, Azerbaijan, Italy, United Arab Emirates fuarda en çok ziyaretçinin geldiği ülkeler arasında yer aldı. Tüm dünyadan Misafirlerimizi Ağırlayacağız Mustafa Kamar Global mücevher endüstrisinde yaşanan durgunluk sebebiyle hemen hemen bütün global fuarlarda ziyaretçi sayılarının azalmış olmasına rağmen Türkiye’de gerçekleştirilen İstanbul Jewellery Show’un ziyaretçi sayısının artmaya devam ettiğini belirten Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Kamar konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu. ‘’Birliğimiz ile arganizatör firma UBM Rotaforte arasında güçlü bir işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Ekonomi Bakanlığı desteği ile gerçekleştirdiğimi alım heyeti organizasyonları ile dünyanın dört bir yanından sektör mensuplarını İstanbul’da ağırlıyoruz. Misafirlerimiz için ticari programlar hazırlıyoruz. Bu sayede yabancı alıcılar aradıkları tedarikçilere de kolaylıkla ulaşabildikleri gibi, katılımcı firmalar da bundan son derece memnun ayrılıyorlar. Ortaya koyduğumuz başarılı çalışmalar sayesinde ziyaretçi sayımız her geçen sene artmaya devam ediyor. Bu sene ki fuarda da ziyaretçi sayısında artış bekliyoruz. Bu konuda birlik içerisinde önemli çalışmalar yapıyoruz.’’ Vergi Düzenlemesinden Sonra Gözler Türkiye’de Mustafa Atayık Değerli taş ticaretinde getirilen yeni düzenleme ile birlikte Türkiye’de Özel Tüketim Vergisi’nin kaldırıldığını belirten Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Mustafa Atayık, bu sayede Türkiye’nin sahip olduğu avantajları kullanma noktasında çok elverişli bir noktaya geldiğini söyledi. Atayık bu durumun fuara olası etkileri ile ilgili şunları söyledi; ‘’Türkiye altın kategorisinde dünyanın en önemli oyuncularından biri. Ancak değerli taş ithalatında alınan %18’lik vergi sebebiyle bu alanda dünya ile rekabet etmekte zorlanıyorduk. Ancak şimdi bu vergi ortadan kalktı. Verginin sıfırlanması sonrasında gözler Türkiye’ye çevrildi. Dünyanın dört bir yanından ülkemize işbirliği teklifleri gelmeye başladı. Belçika ve İsrail ile özel anlaşmalar gerçekleştirdik. Heyetimiz geçtiğimiz günlerde ASEAN +6’da çok önemli temaslar gerçekleştirdi. Kısacası vergi düzenlemesi sonrasında dünyanın gözü Türkiye’ye çevrilmiş durumda. Global konjonktürde gerçekleşecek iyileşme sonrasında Türkiye mücevher endüstrisinin çok hızlı bir büyüme ivmesine sahip olacağını tahmin ediyoruz. Bunu gören global endüstri profesyonelleri daha şimdiden ülkemize ilgi göstermeye başladı. Bu durum fuara da olumlu yansıyor.’’ Türkiye Çok Önemli Avantajlara Sahip Can Özkök Dünya mücevher endüstrisinin önemli oyuncularından biri olan Türkiye’nin, değerli taşta alınan verginin sıfırlanması sonrasında sahip olduğu avantajları kullanabilmesinin önünün açıldığını belirten Mücevher İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Can Özkök şunları söyledi; ‘’Türkiye coğrafi olarak çok önemli bir noktada. Sadece 4 saatte tüm Avrupa, Rusya, Kafkaslar, Orta Doğu ve Afrika’nın önemli bir bölümüne ulaşabiliyorsunuz. Dünyanın dört bir yanına direk uçabiliyorsunuz. Türkiye’deki vergi sistemi artık dünya ile aynı standartlardadır. Ülkemizde Avrupa’da olduğu gibi vize sorunu, İsrail’de olduğu gibi güvenlik sorunu sözkonusu değildir. Türkiye’de kolaylıkla şirket kurabilir, Dubai’deki gibi ortak olmak zorunda kalmazsınız. Dünyanın en geniş montür stoğu bizde. Sahip olduğumuz avantajlar saymakla bitmez. Tüm dünyayı bu avantajları görmek ve yaşamak üzere ülkemize davet ediyoruz.’’ #IstanbulJewelryShow #Sermincengiz #MustafaAtayık #MustafaKamar

  • BLUE NİLE MAĞAZA SAYISINI ARTIRMAYI HEDEFLİYOR

    Blue Nile CEO’su Harvey Kanter 16 Eylül’deki, B. Riley & Co. ve Büyük Amerikan Grup Tüketici Konferansında, Blue Nile’in 2016 da 3 veya 4 mağaza daha açacağını söyledi. Kanter şirketin “web odası” olarak adlandırdığı yerlerin nerelerde açılacağını açıkça belirtmedi. Bu güne kadar şirket satış vergilerini karşılayan yerlerle (New York ve Washington) mağazalarını sınırlı tuttu, ancak Karter mağazanın bunun dışında olabileceği tüyosunu verdi. “İnancımız, bir yerden sonra, İş Yeri Nefaset Yasasının geçtiğini ve İnternet perakendeciliğine satış vergisi uygulandığını göreceğimiz yönündedir ve bu konuda yol haritamız olduğundan emin olmak istiyoruz” şeklinde konuştu. Kanter, ilk web odasının, Garden City, N.Y.’de 479 m²’lik satış alanlıyla düşük maliyetli olduğunu belirtti. İlk mağazanın ölçülebilir oranda iyi bir dönüşüm gösterdiği kadar güçlü bir trafiğinin olduğunu belirtti. Mağazanın beklentileri aştığını da ekleyen Kanter, “Bizim bir tezimiz var, eğer ürünleri görüp, dokunup hissedebiliyorsan dönüşüm de ölçülebilir şekilde yükseliyor” dedi. Konuşmacılardan, Josh Holland firmanın ilk web odasından öğrendiği “uygulama konsepti gelişebilir” dedi. Kanter, markanın bilinirlik eksikliğini gidermek için bu sonbaharda TV reklamları yayınlayacağını belirtti. “Bunun ulusal olmasını amaçlamıyoruz. Reklamı sürekli televizyonlarda görmeyeceksiniz. Çok etkin bir şekilde sadece seçtiğimiz yerlerde kullanıyor olacağız.” Örnek gösterim, etkileyici bir perakende satış özelliğini kullanarak sonunu şu şekilde getiriyor, “Blue Nile… Yüzük almanın diğer tüm yolları saçmadır” #bluenile

  • “PİYASANIN; AÇIK, REKABETÇİ VE ÇEŞİTLİ OLMASINDAN YANAYIZ”

    Önümüzdeki dönemde özellikle iç pazardaki hareketlenmenin hız kazanacağını düşündüklerini belirten Lavin Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Cem Mağzalçioğlu, yaklaşan fuarla ilgili hazırlıklarını tamamlama aşamasında olduklarını söyledi. Altın Dünyası’na verdiği röportajda Türkiye değerli taş piyasasına ilişkin değerlendirmede bulunan Cem Mağzalçioğlu, kayıt dışı taş ticareti yapan kişilere karşı bazı sektör mensupları tarafından verilen tavizlerin, ülkemiz açısından uluslararası piyasada oluşturduğu tahribata dikkat çekti. Geçtiğimiz haftalarda Hindistan’dan gelen ve kayıt dışı taş ticareti yapan kişilerle ilgili önemli gelişmeler yaşandı. Sizin bu konudaki görüşleriniz nelerdir? Bizim firma olarak bu gelişmelere bakış açımız yıllardır bellidir. Biz, her ortamda piyasanın açık, rekabetçi ve çeşitli olmasından yanayız. Ancak bugüne kadar yurtdışından kayıt dışı gelen ürün ticaretinin nasıl karşısında olduysak, bundan sonra da karşısında olacağız. Burada, devletimiz açısından bir istihdam ve vergi girişi söz konusu ise bu işin destekçisiyiz. Biz, kendimiz, dünyanın en büyük firmalarından aldığımız ortaklık tekliflerini dahi büyük bir titizlikle incelerken; bazı firmaların piyasamızın işleyişi ve referansları hakkındaki bilgiyi, rahatlıkla yabancı firmalarla paylaşmaları bizi oldukça rahatsız etmektedir. Biz, piyasamızı soran yabancı firmalara, gelip bir iş yeri kiralamalarını, en az 3-4 Türk vatandaşı eleman istihdam etmelerini salık verirken, bir takım kişilerin ‘Hiçbir yer tutmayın, gelin bizim ofislerimizi, elemanlarımızı kullanın’ demeleri tabiri caizse acemilik ve işbilmezliktir. Çok yakın zamanda Avrupa'nın en büyük taş tedarikçilerinden bir firmanın CEO’su piyasa araştırması yapmak için ülkemizi ziyaret ettiğinde, yabancı pazarlamacıların faturasız ürün sattığını duyunca, çok ani bir kararla ''Biz bu piyasada olamayız'' dedi. Borsa İstanbul Kıymetli Taşlar piyasasının faaliyete geçmesi ile birlikte üye sayısı 400’ü aştı. Borsanın işlerlik kazanmasının Türkiye değerli taş piyasasına muhtemel etkileri neler olacaktır? Borsa üye sayımız her geçen gün artıyor. Bu sayı arttıkça daha ciddi firmalar piyasamızı desteklemeye başlayacaktır. Burada pırlantanın son tüketici nezdindeki bilinirliği artacak ve borsa işlerlik kazandıkça Türkiye piyasası yıllardır söylediğimiz lokasyon, işçilik kalitesi ve bu gibi özellikleriyle birçok piyasayla yarışır hale gelecektir. Lavin olarak değerli taş kategorisinin önemli firmaları arasında yer alıyorsunuz. Firmanızın mevcut çalışmaları ve önümüzdeki dönem hedefleri ile ilgili neler söylemek istersiniz? Firma olarak, şu anda dünyadaki en büyük taş firmalarından ve ham elması işleyen en büyük üreticilerden tedarik yapıyoruz. Ofisimiz 6-7 senelik bir ofis olmasına rağmen, şu anda sektördeki birçok rakibimizin önüne geçmiş durumda. Bunda, takım çalışmamızın, devamlı müşteri taleplerini toplayan ve stokunu ona göre yönlendiren yapımızın çok büyük önemi var. Firmalar Lavin Pırlanta'yı aradıkları zaman ihtiyaçlarının tamamına yakınını karşılayabileceklerini bilerek bizlerle ticaret yapıyorlar. Buradan, bizleri tercih eden ve destekleyen tüm dostlarımıza ve müşterilerimize teşekkür etmek isterim. Yaklaşmakta olan fuar dönemi ile ilgili hazırlıklarınız nelerdir ve önümüzdeki döneme ilişkin pazarla ilgili beklentileriniz neler? Yaklaşmakta olan fuar ile ilgili olarak stok tamamlama aşamasındayız. Yurtdışı ve yurtiçindeki müşterilerimizden talep toplama sürecini kısa bir süre önce tamamladık. Şu anda her zaman olduğu gibi yurtdışındaki iş ortaklarımız en uygun fiyata en iyi kalitedeki pırlanta stoklarını araştırıyorlar. Günümüzde dünya piyasalarında sadece güçlü firmalar oldukça iyi stoklarla iş yapabilmekte. Dünyadaki birçok ülkede, ekonomik problemlerden dolayı birçok firma vadeli mal satmaktan vazgeçmiş durumda. Bunun etkilerini çok kısa süre sonra bölgemizde de görmeye başlayacağız. Artık kuyumculuk sektörünün eskisi gibi firma kredileriyle değil daha çok finansal kuruluşların kredileriyle iş yapılabilir bir sektör olacağını görüyoruz. Önümüzdeki günlerde siyasi istikrarın bir şekilde aşılmasıyla iç piyasada işlerin çok daha iyi olacağını, yurtdışında da özellikle ekonomik verileri kuvvetli olan ülkelerle yapılan ticaretlerde gelişme olacağını düşünmekteyiz. #CemMağzalçioglu #LavinDiamond

  • “DÜNYADA ALYANS TASARIMI AYRI BİR UZMANLIĞA DÖNÜŞÜYOR”

    Üretim parkuruyla, kullanılan teknolojisiyle diğer takı gruplarından net çizgilerle ayrılan alyans, günümüzde ayrı bir tasarım bakış açısı ve uzmanlığı istiyor. Ülkemizin en önemli alyans markalarından biri olan Mert Alyans’ın Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç; alyansın üretim sürecini bilmeyen takı tasarımcılarının, başarılı alyans tasarımı yapmalarının mümkün olmadığını, alyans tasarım uzmanı olarak ayrımlaşma döneminin başladığını söyledi. Yeni model beklentisinin en üst seviyelere çıkma çılgınlığı ve büyük emeklerle harcanan tasarımların vitrin ömrünün gittikçe kısalması, ciddi bir model kirliliğini de sektörümüzde gündeme getiriyor. Yeni model beklentisi en çok alyans takı grubunda görülüyor. Özellikle döküm tekniği ile yapılan ve ağırlıkla makineden çıkan alyanslarda en uçuk kaçık modeller tüketiciyle buluşuyor fakat bu fantastik modellerin ömrü çok kısa oluyor. Sektörümüzün değerli yöneticilerinden biri olan Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç; markalarının şimdiye kadar döküm alyans hiç yapmadığını, döküm alyansın asla kendi fabrikalarında üretilmeyeceğini, Mert Alyans bünyesinde dünyada kabul edilen ‘gerçek alyansların’ üretildiğini ifade etti. Hakan Saraç; “Ülkemiz haricinde, döküm alyansın itibar gördüğü ve kabul edildiği çok fazla yer yok. Bugün alyans üretim sürecini bilmeyen tasarımcıların alyans tasarımları sadece döküm alyans olarak üretilebiliyor. Artık ‘alyans tasarım uzmanı’ diye ayrı bir branşlaşma söz konusu. Dünya çapında ünlü alyans tasarımcıları kendi isimlerini marka haline getiriyorlar” diye konuştu. Mert Alyans’ın yabancı alyans takı tasarımcılarıyla ve kendi bünyesinde uzmanlaşan alyans tasarımcılarıyla çalışmalarına devam ettiğini kaydeden Saraç; açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün itibariyle Dünyada oluşan alyans trendlerinde markamızın çizgilerinin de önemli katkısı bulunmaktadır. Alyans trendlerini takip eden değil, oluşturan bir kimlik ile sahada yer alıyoruz. Takı tasarımı alanında kendini geliştirmek isteyen kişilerin, alyans tasarımcısı olarak ayrı bir uzmanlığa yönelmelerini tavsiye ediyorum. Bu alanda boşluk bulunuyor. Ülkemizde takı tasarım eğitimi verilen okulların değerli hocaları da alyans üretim sürecini bilmediği için genç tasarımcıları bu alanda yönlendiremiyorlar. O yüzden alyans üretimi yapan firmalarda, alyans tasarımcısı kendini geliştirebilir. Ülkemizin alyans konusunda değerli bir uluslararası prestije sahip ve ağırlıklı olarak fantezi alyans modellerimizle tanınıyoruz. Geniş bir coğrafyaya ürünlerini sunan Mert Alyans, hem klasik hem de fantezi alyans modelleri üretiminde eşit güce sahiptir.” #MertWeddingRings #HakanSarac #Rings

  • İTALYA VE HONG KONG’DAN MEMNUN AYRILDIK

    Hemera Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı İsa Çiftçi, dünya mücevher endüstrisinin önümüzdeki dönemde göstereceği performansla ilgili önemli fikirler veren VicenzaOro ve Hong Kong fuarları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. İsa Çiftçi bu fuarlarda yaşanan hareketliliğin önümüzdeki döneme olumlu yansıyacağının altını çizdi. Global pazarlarda yaşanan hareketlenme bütün firmalar tarafından yakından takip ediliyor. Yavaş da olsa hız kazanmaya başlayan hareketliliğin VicenzaOro ve Hong Kong Jewelry Show’a yansımalarını Hemera Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı İsa Çiftçi ile değerlendirdik. İsa Çiftçi’nin yaptığı değerlendirmelerin önemli noktaları şöyle; Global pazarlar hareketleniyor “ABD’de yaşanan Mortgage krizinin etkileri atlatılmışa benziyor. Bu ülkenin makro ekonomik verilerindeki iyileşmeler talep artışını da beraberinde getiriyor. ABD’de altın ve mücevher talebi artış eğiliminde. ABD’de yaşanan hareketlenme tüm dünyaya da olumlu yansıyor. Benzer durum Avrupa için de söz konusu. Avrupa ülkelerine yönelik olarak gerçekleştirdiğimiz ihracat olumlu yönde ilerliyor. Kısa bir süre sonra Rusya-Ukrayna gerginliğinin de belirli bir düzeye gerilemesi ile birlikte Rusya’da da ekonominin hareketleneceği kanaatindeyim. Bu süreçte Çin’de yaşanan gelişmeleri yakından takip etmekte fayda var.” Oyunun kuralları değişiyor “Artık rekabetin tanımı da alanı da gelişiyor. Artık global bir rekabet sözkonusu. Uluslararası standartlarda tasarım ve üretim gerçekleştirmeniz gerekiyor. Oyunun kuralları değişiyor. Dünyadaki değişime paralel olarak çalışmalar ortaya koyarak rekabet üstünlüğümüzü koruyabiliriz.” “Pazar sakin, bekleyelim” anlayışı yanlış “Sektörümüzdeki pek çok firma ticari başarıyı ‘bir rüzgarı yakalamak’ anlayışı ile tanımlıyor. Oysa gerçek başarı sadece konjonktüre ayak uydurarak yakalanamaz. Bu şekilde sürdürülebilir bir performans sergilenemez. Bu yüzden pazarın şartları ne olursa olsun sürekli kendimizi daha da geliştirmek için daha fazla çalışıyoruz. İşlerin açılmasını bekleyen bir anlayış, Hemera şirket kültürüne ters bir anlayıştır.” Seçim sonrasında iç pazardaki hareketlilik artacak “1 Kasım’da seçimler tekrar edilecek. Bu durumda iç pazarda bir bekleyiş sözkonusu. Ancak bizim gözlemimiz, seçim sonrasında belirsizliğin ortadan kalkacağı yönünde. Seçimlerin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.” Fuarlar olumlu geçti “VicenzaOro ve Hong Kong, kuyumculuk alanında dünyanın en önemli organizasyonlarına ev sahipliği yapıyorlar. Bu fuarlarda yaşanan hareketlilik tüm global endüstriye olumlu yansıyor. Her iki fuara da katıldığımız için sağlıklı gözlem yapma şansına sahibiz. Her iki fuar için de şunu söyleyebilirim ki, sektör önümüzdeki dönemde daha da olumlu bir performans ortaya koyacak.” #HemeraJewellery #IsaÇiftçi #İsaÇiftçi #VicenzaOro

  • “İL BERNARDO GIBI BAKMAK”

    Türkiye’de ve dünyada tüketici profilinde çok hızlı bir değişim yaşandığını belirten İl Bernardo Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Koç, tüketicilerin beklenti ve ihtiyaçlarında yaşanan değişimi takip ederek değişime adapte olabilmenin son derece önemli olduğunun altını çizdi. İl Bernardo’nun bu süreçte değişimi takip etmenin de ötesinde değişime yön veren bir anlayışı temsil ettiğini belirten Koç, değerlendirmelerini Altın Dünyası ile paylaştı. Nerdeyse son 20 yıldır firmalarımızın çok büyük bir kısmı, ürünlerinin hafifliği ve işçilik maliyetlerinin düşük olması sebebiyle rekabet avantajına sahip olduklarını vurguluyorlar. Ancak sizin koleksiyonlarınıza baktığımızda durumun tam tersi olduğunu görüyoruz. Aradaki bu farklılığın sebeplerini sizden dinleyebilir miyiz? Aslına bakarsanız bu söylediklerinizde yanlış olan bir durum yok. Türkiye’deki müşteri profilinin önemli bir kısmı daha uygun fiyatlı takılar tercih ediyorlar. Firmalarımız da bu müşteri profilinin ihtiyaçları doğrultusunda üretim gerçekleştiriyorlar. Buraya kadar bir sorun yok. Talep gören ürünlerin önemli bir kısmı birbirine benzer nitelikte olduğu için de işçilik maliyet avantajı da sunmaları gerekiyor. Çünkü ürünler de işçilik fiyatları da birbirinin aynısı. İşte sorun da tam bu noktada yaşanıyor. Farklılaşamayan firmalar sürekli daha hafif ürünü sürekli daha uygun maliyetlerle üretme yarışına giriyorlar. Bunun varacağı tek bir nokta var; ‘sıfır kar’. Bu sürdürülebilir bir sistem değil. Artık firmalarımızın ‘değişim’, ‘farklılaşma’, ‘değer yaratma’ gibi kavramlar üzerinde daha fazla düşünmeleri gerekiyor. Sizin farklı yaptığınız şey nedir? Biz bir şeyi farklı yapmadan önce ‘farklı bakmak’ gerektiğini düşünüyoruz. Çalışma felsefemizin başlangıç noktası da bu! Eğer sektördeki pek çok firmanın yaptığı gibi sektöre karşı standart bir bakış açısı geliştirseydik, çalışma felsefemiz de bu yönde şekillenirdi. Biz de ‘Acaba yeni bir teknik bulup astarı şu incelikte çekebilir miyim?’, ‘Acaba daha ucuz fiyata nasıl üretim yapabilirim?’ diye düşünür dururduk. Aslına bakarsanız bunlar sadece mühendislik bilimi ile ilgilenen kişilerin yanıtlaması gereken sorular. Bizler elbette hayallerimizi altın ve mücevherleri kullanarak bir forma sokmak için mühendislik biliminin en ileri teknolojilerini kullanan bir sektörüz. Burada atladığımız çok önemli bir nokta var. Bizler birer mühendisten önce birer sanatçıyız. Kendimize ancak bu açıdan bakarak fark yaratabilir, ancak bu şekilde kendimize özgü bir tarza sahip olabiliriz. Sizin tarzınızla paralellik gösteren anlayışa sahip firmaların sektörümüzdeki ağırlığı ya da payı ne durumda? İş ortağı seçim kriterlerinizi belirlerken bunları gözönünde bulunduruyor musunuz? İl Bernardo olarak tüketici profilinin büyük bir kısmına hitap etmediğimizi söyleyebilirim. Bizim hedef kitlemiz şehirli, eğitimli, belirli bir gelir düzeyine sahip, mücevheri zarafetini tamamlayan bir unsur olarak gören, mücevher bir profil. Bu müşteri profiline hizmet verebilen iş ortakları ile iş birliği yapıyoruz. Pek çok firmada olduğu gibi ‘yüksek finansal güç’ bizim değerlendirme skalamızda en ön sırada yer almıyor. Bizim iş ortağı seçiminde en önemli kriterimiz ‘İl Bernardo Gibi Bakmak’ anlayışına sahip olmaktır. Sizce fark yaratmanın en önemli unsurları nelerdir? Öncelikle şu noktanın altını çizmekte fayda var; farklı olacağım deyip de tüketici profili beklentilerinin çok dışına çıkarsanız bunun adına farklılaşma diyemeyiz. Bütün faaliyetlerimizin temeline hedef tüketici profilini yerleştirmek zorundayız. Onların hayatlarında yaşanan değişime paralel koleksiyonlar hazırlamalıyız. Bu yüzden gerek yerel gerekse global pazarlardaki her türlü gelişmeyi yakından takip ediyor, bu paralelde koleksiyonlar hazırlıyoruz. Kısacası rakiplerimizin ürünlerini değil, tüketici profilinde yaşanan değişimi ve trendleri gözlemleyerek koleksiyonlar hazırlıyoruz. Takipçi firmalar ürünlerimizin taklidini yapana kadar biz yeni koleksiyonlarımızı zaten pazara sunmuş oluyoruz. #IlBernardo #IlhanKoç

  • ‘BESAY’ SOSYAL MEDYADA YAKINDAN TAKİP EDİLİYOR

    ​14 ayar takı grubunun ülkemizdeki iddialı markalarından biri olan Besay Kuyumculuk; www.besaygold.com.tr, www.besaygold.com web adresleri ve Facebook’taki özel sayfası sayesinde binlerce kişi tarafından sürekli takip edilir bir pozisyona geldi. Birbirinden özel Besay ürünlerinin sergilendiği sosyal medya platformlarında amaç; son tüketicinin ürün çeşitlerini yakından tanıması ve sonrasında ürünleri satın almak için ülke genelindeki yüzlerce Besay ürünü satan kuyumcuyu ziyaret etmesi… Sektörümüzün köklü markalarından biri olan Besay Kuyumculuk; kurumsal internet sitesi ve sosyal medya platformları vasıtasıyla son tüketiciye etkin tanıtımlar yapmayı başarıyor. Ürünlerini fotoğraf haricinde, yüksek kaliteli videolar eşliğinde tanıtan ve perakende fiyatları eşliğinde satışa sunan Besay; çalıştığı kuyumculara istediğini daha iyi bilen müşteriler yönlendirme imkanı elde ediyor. Takıseverler; www.besaygold.com adresi üzerinden ulaşabildikleri kurumsal sitede; binlerce ürünü profesyonelce kategorize edilmiş bir halde yakından inceleyebiliyor ve ürünleri canlı görmek istediklerinde en yakın kuyumcuya yönleniyorlar. Besay Kuyumculuk firma sahibi Ömer Kaya; sosyal medya ve internet siteleri vasıtasıyla kendilerini ziyaret eden kişilerin %90’ının satın alma işlemini kuyumcuya giderek sonlandırdığını, Besay ile çalışan kuyumcuların böylelikle daha kolay satış yapabildiklerini söyledi. Besay’ın internet sitelerinde belirtilen perakende fiyatlarının, kuyumculara göre biraz daha fazla olduğunu ve kuyumcunun aynı ürün için az da olsa indirimli satış yapabilmesinin avantaja dönüştüğünü kaydeden Ömer Kaya; “Biz sitelerimiz üzerinden çok büyük satış rakamlarına ulaşmayı hedeflemiyoruz. Asıl amacımız, son tüketicinin ürünü yakından tanıması ve alım için hazır hale gelmesidir. Bu uygulamalarımızın ardından, birçok kuyumcu dostumuzun ürünlerimizi daha kolay sattığını gözlemliyoruz” diye konuştu. #BesayKuyumculuk #wwwbesaygoldcomtr #wwwbesaygoldcom

  • İSTANBUL ALTIN RAFİNERİSİ, İSO 500’DE 14. SIRAYA YÜKSELDİ…

    İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) "Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2015 Yılı Araştırması" sonuçlarına göre, İstanbul Altın Rafinerisi hızlı yükselişini sürdürerek 14.sırada yerini aldı. Sanayinin devler ligini belirleyen "Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırmasının 2015 sonuçlarına göre, altın sektörünün öncü firması İstanbul Altın Rafinerisi listede, 26.sıradan 14.sıraya yükseldi. Grup şirketlerinden GramAltın Pazarlama ise, gösterdiği üstün performansla ikinci beş yüzde olmasına rağmen, bu sene ilk 500’e 207. sıradan girmeyi başardı. İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç: “Son beş yıl içinde sektörümüz büyük bir büyüme gerçekleştirerek küresel pazarlarda söz sahibi olmaya başladı. Londra Külçe Piyasalar Birliği LBMA’nın 5 yıldır “En İyi Altın Rafinerileri” listesinde ve merkezi New York’ta bulunan dünyanın en büyük vadeli altın borsası olan Comex’in kabul edilenler listesinde yer alan İstanbul Altın Rafinerisi olarak da son yıllarda istikrarlı bir şekilde başarı grafiğimizi yükseltmekteyiz. Bu yıl, İSO 500 içinde bu önemli sıçramayı yakaladık ve 14.sıraya yükseldik. ISO listesindeki yükselişimiz kadar önemli bir diğer husus da 2015 yılında en fazla ihracat yapan firmalar arasında 25. Sıradan 7. Sıraya yükselmiş olmamız. Bu konuda gösterdiğimiz başarı ve istikrarlı büyüme, dünya pazarlarındaki payımızın artışı, Türkiye’nin ihracat hedeflerine ve dış ticaret açığının azaltılmasına sağlanan katkı açısından da bizleri gururlandırmaktadır. Bu önemli gelişmeler ülkemizde sektöre liderlik ettiğimizin göstergesidir” şeklinde konuştu. #OzcanHalaç #İstanbulGoldRefinery

  • 3 YIL’DA 1000’İN ÜZERİNDE KUYUMCUNUN TERCİHİ, ALYANSHANE OLDU

    Ülkemizin lider alyans üreticilerinden biri olan Mert Alyans tarafından 3 yıl önce oluşturulan ve kısa sürede kuyumcuların büyük ilgisiyle karşılanan ‘Alyanshane’ geleceğe emin adımlarla ilerliyor. Ülke genelinde 1000’in üzerinde kuyumcuda kendine yer edinen ‘Alyanshane’ ürünlerinin ömür boyu arkasında duran Mert Alyans; satış sonrası müşteri memnuniyetinde üst düzey yaklaşım sergiliyor. Mert Alyans’ın birçok koleksiyonunu birlikte sergilediği “Alyanshane” markası, 3 yılı geride bırakarak ülkemiz kuyumcuları tarafından kısa sürede büyük ilgi gördü. Ülke genelinde 1000’in üstünde kuyumcuda displayleri ve çeşitli görselleriyle vitrinlerin başköşesinde kendine yer bulan “Alyanshane”; geniş ürün çeşitliliği, satış sonrası hızlı servis ve etkin sorun çözücü yaklaşımıyla el üstünde tutuluyor. Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç; “Alyanshane” markalarının kısa sürede bu kadar hızlı büyümesinin en önemli sebebinin kaliteli servis hizmeti olduğunu, yüksek kaliteli özgün tasarımları bünyesinde barındıran markalarının, hedeflerinin önünde bir ilerleme kaydettiğini söyledi. “Alyanshane” ile çalışan kuyumcuların özel bir ölçü sistemi kullanarak, müşterilerinin siparişlerinde sıfır ölçü hatası yakaladıklarını belirten Hakan Saraç; “Daha önce farklı ölçüler ile yapılan parmak ölçü alımlarında yaklaşık %10 hata oluyordu. Biz kendi markamızda özel bir ölçü sistemi geliştirerek bu hata payını sıfırlamış olduk. Bugün ülkemizin hangi noktasından ‘Alyanshane’ markalı bir alyans alınırsa, biz Mert Alyans olarak ürünümüzün ömür boyu arkasında durur ve yaşanacak herhangi bir soruna hemen çözüm geliştiririz” diye konuştu. #MertAlyans #Alyanshane #Alyans #HakanSarac

  • DE BEERS İKİNCİ ÇEYREK ÜRETİMİ DÜŞTÜ

    De Beers’ın ana şirketi Anglo Amerikan, şirketin ikinci çeyreğinde ham elmas üretiminin düştüğünü açıkladı. Elmas üretimi, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6 oranında düşüş yaşadı. De Beers, bunun başlıca sebebinin Botswana’da bulunan madenlerinden biri olan Orapa’daki düşük kalite ve azaltılmış tesis elverişliliği olduğunu söyledi. Ancak şirket aynı zamanda “daha yumuşak” ticari koşullara karşılık kasti olarak Venetia ve Jwaneng maden atığı işleme tesislerinde üretimi nispeten azalttığını açıkladı. Toplam ham elmas satış hacmi 2015 yılının ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 26 düşerken, konsolide satış hacimleri yüzde 27 düştü. 2014 yılının ilk altı ayında De Beers’ta görülen ani satın alma faaliyetleriyle karşılaştırıldığında bunun sebebinin 2015 yılının ilk yarısında gelen zayıf talep olduğu tespit edildi. De Beers ham fiyat indeksi yılın ilk yarısında yüzde 4 gibi daha düşük bir orandaydı; fakat 2014 yılının ilk altı ayına ilişkin satılan yüksek kaliteli ürün karması sebebiyle, ortalama satış ücreti karat başına 206 dolara çıkarak yüzde 7’yi buldu. #DEBEERS

  • İSTANBUL ALTIN RAFİNERİSİ’NİN BAŞARI GRAFİĞİ YÜKSELİYOR

    İstanbul Altın Rafinerisi ‘Capital 500 Türkiye’nin En Büyük Özel Şirketi Araştırması’ listesinde 43. sırada yer aldı. Son dönemde başarılı büyümesini devam ettirerek ödüllerine sürekli yenisini ekleyen, İstanbul Altın Rafinerisi, bu yıl 17.si düzenlenen “Capital 500 Türkiye’nin En Büyük 500 Özel Şirketi Araştırması’nda” 43. sırada yer alarak sektördeki konumunu sağlamlaştırmaya devam ediyor. Capital 500 Araştırması’nın yanı sıra “İSO 500 Listesi’nde” 26’ncı ve “Fortune 500Listesi’nde” ise 34’üncü sıralaması ile özellikle son dönemde başarılı bir büyüme performansı ortaya koyarak pek çok dev firmayı geride bırakan İstanbul Altın Rafinerisi, cirosunu ve ihracatını artıran en büyük 25 şirket içerisinde yer aldı. 2014 yılında “Capital 500 Türkiye’nin En Büyük 500 Özel Şirketi Araştırması ” listesinde 79.sırada yer alan İstanbul Altın Rafinerisi, bu yıl başarısını artırarak 43. sıraya yükseldi. Türk Kuyumculuk ve Mücevherat Sektörü’ nün lider firması, İstanbul Altın Rafinerisi geçtiğimiz dönemde ortaya koyduğu performans ile cirosunu en çok artıran ilk 25 şirket içerisinde 19. sırada yer alırken ihracatını en çok artıran 25 şirket arasında ise 8. sırada yer aldı. #ISTANBULGOLDREFINERY #IAR

  • SEKTÖR VİCENZAORO’YA ODAKLANDI

    Fiera di Vicenza, 5-9 Eylül tarihleri arasında uluslararası altın ve mücevher sanayisi için düzenlenen etkinliğe ev sahipliği yapacak. Teknoloji ve tasarımın mükemmel dengesi ile yaratılan, uluslar arası pazarda bulunan en kaliteli ürünlerin yer aldığı altın ve mücevherler 5-9 Eylül 2015 tarihinde dünyanın önde gelen ticaret ve kültür merkezi Fiera di Vicenza’da gerçekleştirilecek VICENZAORO Eylül’de hazır bulunacak. Altın ve değerli taşların ana karakter olduğu etkinliğin ana teması “Gold Alchemy". Alıcılar, katılımcılar ve ziyaretçiler etkinlik boyunca yeni formatla beraber mücevher dünyasının Oscar'ı Andrea Palladio International Jewellery Awards'ta VICENZAORO The Boutique ShowTM'nin temsil edildiğini görebilecekler. Son teknoloji üretimleri barındıran, son piyasa dinamikleri açısından farkındalığı artıran, arzı karşılayabilmek adına talep için bunu kolaylaştıran ve mücevherat endüstrisi üzerinde etkisi olan tasarım ve kültürde yeni trendleri öngören önemli bir gözlem platformu olarak VICENZAORO, sahip olduğu önemli konumu doğruluyor. “Gold Alchemy” temasıyla gerçekleştirilecek show, dünya mücevheratçılığında üstün başarısını kutlayan prestijli Andrea Palladio International Jewellery Awards 2015’i ön plana çıkaran VICENZAORO September’ın açılışı boyunca görücüye çıkacak. Fiera di Vicenza’nın Palladio Tiyatrosu, eski mistik uygulamaların ışığında sunulacak ana temanın tabi ki altın ve mücevher olacağı kırmızı halı etkinliğine gösterilerle ev sahipliği yapacak. #VICENZAORO #MatteoMarzotto

bottom of page